“Sizin hiç babanız öldü mü !
Benim bir kez öldü!” diyeceğim gelmezdi hiç aklıma. Sanırım ölümün bize hiç uğramayacağını
düşündüğümdendi bunun sebebi… Ölümsüzüz ya ne de olsa. Biz kim, ölüm kim di düşüncemiz.
Oysa ki yaratılışımız nedeniyle her varlığın bir de sonu olduğunu unutmuştum ne
zamandır ve babamı kaybettiğimde yeniden idrak etmiştim bu gerçeği.
Evet, benim babam öldü bir kere...
Yıkıldım… Kendimi koskoca evrende sahipsiz ve korunmasız kalmış küçük bir kız
gibi hissettim. Elimin kolumun dermanı kesildi… Bir yalnızlık kapladı tüm yüreğimi.
Evet, benim babam öldü bir kere.
Ama her aklıma gelişinde tekrar tekrar öldü kaç kerelerce. Çok seviyordum onu ve
O da beni seviyordu, biliyordum. Gözünün içine bakardım üzülecek diye. Oysa ki
ben de üzmüştüm onu çok kereler de yine de affetmişti beni her seferinde. Bu
yüzden onu daha çok, daha çok sevdim her kızım deyişiyle birlikte…
Evet, benim babam öldü bir kere.
Babamla birlikte yıkıldım bende. Ve hatta kimi duysam baba diye seslendiğinde
kıskandım, nefret ettim her söyleyişinde. Ve annem geldi aklıma ardı sıra; O,
diyememişti bir kere olsun baba diye. Babasını hiç görmemişti benim gibi bir
kez olsa bile… Ve babam geldi aklıma, kaç kereler söylemiştim bu kelimeyi de her
söyleyişimle birlikte daha çok mutlu olmuştum tüm benliğimle babam var diye… Ve
bir gün bırakıp da gideceğini düşünmeden hiç, geçirdiğim onca boş zamana hayıflanarak
içimden; oturup ağlamaya başladım yeniden…Oturdum ağladım babam gitti diye…O
gün bugündür ağlıyorum hala !... Tarifi imkansız bir sevgiyle hem de….
Evet, benim babam öldü bir kere,
yıkıldım. Babam benim her şeyim miş, bir kez daha anladım….
Mehpare ÖĞÜT
ŞUBAT 2013
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum