İnanın bütün bu sıkıntıları hafif atlatabilmenin tek ilacı
sevgi!.. Öyle geniş ki yürek, ne kadar sevgi yüklersek yükleyelim, hayır yeter
artık kapasitem doldu demiyor bize…Tersine biz yükledikçe sevgiyi daha da
hafifliyor yürek…Olağanüstü bir kapasite…Sonsuz büyüklükte…O zaman açalım
ardına kadar yüreğimizi sevgiye…Ne duruyoruz?..”Onun ağzının payını verdim!..”,
“Oh olsun öyle bir tokat attım ki suratına, hayatı boyunca unutamaz bu
tokatı!..”, “Ağzıma geleni söyledim ona…İyi oldu…Anlasın ne mal olduğunu!..”, “Bir
bir söyledim yaptıklarını…Hıncımı alamadım, kötü sözler de söyledim, ohh ne iyi
ettim!..” gibi sözler, ilk anda hoşumuza gidebilir; ama sonra öyle bir yakar ki
yüreğimizi!..Kahroluruz…Elbette, yüreğinde sevgi yerine kin ve nefret
taşıyanlara “Seni seviyorum!..” demek çok anlamsızdır…Ancak onların seviyesine
inmek de kabul edelim ki bize hiç yakışmaz…Ne kadar bağırırsak bağıralım,
yüreğinde sevgi taşımayanlar, kendilerinde hiçbir suç bulmayacak, tüm kabahati
her zaman bize yükleyeceklerdir…Arsız tutum ve davranışlarıyla bizi çileden
çıkaracak, sinirlendirecek, sonra da keyif alarak izleyecekler bizim sabrımız
taştığı an gösterdiğimiz normal olmayan davranışlarımıza… Ne gereği
var?..Bırakalım onları kendi hallerine…Kin ve nefretleriyle yaşamaya devam etsinler,
tabi buna yaşamak denilirse elbette!..
Yüreğinde sevgi taşıyan insanlarla sohbeti çok severim…Ilık
ılık akar sevgileri yüreğime!..Dinlenmiş, huzura kavuşmuş hissederim
kendimi!..Onların sıkıntıları, dertleri yok mu?..Elbette var…Ama yüreklerindeki
sevgi, bir çağlayan gibi arındırır sorunlarını…Yaşama olumlu bakarlar her
zaman…Sakindirler onlar…Sevgiyi hissedersiniz gülen yüzlerinde…Yaşama sevinci
sarar yüreğinizi onlarla birlikte…Öten kuşları, akan suları, açan çiçekleri,
huzuru, mutluluğu, sevgiyi taşır onlar…Bol kepçe dağıtırlar tüm coşkulu
yüreklere…Kahkahalar atan bir bayan gördüm, parkın bankında…Dikkatimi çekti, ne
güzel, dedim, yaşama sevinciyle doluydu yüreği…Sohbet ediyorlardı bir
bayanla…Aradan birkaç dakika geçti, bir çocuk yaklaştı yanına…Ellerini tuttu
onun…Tuhaf bakışı vardı o güzel yavrunun…Otistik bir çocuk olduğu her halinden
belliydi…Üzülmedim dersem yalan olur, üzüldüm…Bir taraftan da böyle hayat dolu
bir annesi olduğu için onun adına sevindim…Yüreği sevgi dolu bir anne!..O
haliyle bile kahkahalar atabilmeyi başarabilen bir anne!..Taktir etmemek mümkün
değil…Severim gönlü sevgiyle dolu olanları, her şeye rağmen değişmeyenleri…Ders
niteliğindeydi diğer insanlara, onun o vakur duruşu, gökyüzüne ulaşan
kahkahaları…O sevgi dolu yüreği selamladım, parktan ayrılmadan önce…Keşke,
herkes onun gibi olmayı başarabilse!..Ne kadar güzel olurdu, insanın, insana,
hayvana ve doğaya ilişkin duyguları!..
Sevginin ipine sıkı sıkı sarılalım…O her şeyin
çözümü!..Sevgi, yüreği sonuna kadar açan tek sihirli anahtar!..
“Sevelim, sevilelim, kam alalım bu dünyadan” diyor , gönlü
güzel Yunus Emre!..
Sevmek ve sevilmek, yüreği sevgi ile dolu olanların işi
değil midir zaten?..
Asım ERDOĞAN
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum