Bu şehir de yaşayan hikayeler vardır.
Elbet vardır onlarında bir sonu. Ama her gün o kadar
çok hikaye doğar ki, gidenler fark edilmez bile. Sadece yasayanların
değildir bu hikayeler.
Bir ağacın,bir evin,bir otobüs durağının
ve hatta yerdeki sigara izmaritlerinin bile vardır bir
hikayesi. Mesela şuradakine bakın. Evet
surda kaldırımın hemen kenarındaki izmarite bakın.
Nasılda ezilmiş. Belli ki biraz evvel
öfkeli parmaklar arasından fırlatılmış. Hırsla ezmiş
sahibinin ayakları onu. Kim bilir kime
kızgındı böyle. Belki en yakın arkadaşından yediği bir
kazıktı belki de kızının bir sevgilisi
olduğunu öğrenmesiydi öfkesini bu bir tek sigaradan
çıkarmasına sebep olan.
Ya şuradaki hemen yolun karsısındakine
ne dersiniz. Neredeyse izmarit bile kalmamış geriye.
Tüketmiş onu içen. Heyecanla bir
şeylerin olmasını beklerken. Canını alırcasına içmiş en
yakın arkadaşını ve en büyük düşmanını.
Sorsak o izmarite neler neler anlatır bize. Onu
içenin yüreğindeki fırtınaları ondan
daha iyi kim bilebilir ki....Ama gerek yok belki de
sormaya. Bir düşünsek biz de hayatımda
bunun gibi kaç tane içmişizdir ve hepsini
kendilerine ait hikayeleriyle öylesine
yere,geride bırakıp gitmişizdir. O orada hikayesini
tamamlarken biz bizimkine devam
etmişizdir.
Hah bakın bir tanede şurada var. Hemen şu ağacın altında. Öylece duruyor,hiç
içilmemiş gibi.
Biraz yıpranmış görünüyor , sanki birkaç
nefeste olsa çekilmiş. İçen her kimse onu, belli ki
kavuşmuş beklediğine. Atmış elindekini
koşmuş sevgilisine, annesine belki de yıllardır
görmediği evladına. Yılların acısını
çıkarırcasına çektiği birkaç nefesle
heyecanına, umuduna, coşkusuna ortak
etmiş onu .Beklediği görseydi, yerde öylece duran
izmariti bu kadar bekletir miydi acaba
onu? O birkaç nefesteki umudu ve umutsuzluğu
hissetseydi kıyabilir miydi acaba
bekleyenine?
Hikayeler öyle çoktur ki bu şehirde.
Bakmasını bilirseniz her yerdedirler. Elle tutacak kadar
yakındır size ve bir o kadar da uzak.
Hepsinde sizden de bir parça gizlidir. Nasıl olurda bu
hikayeler hem birbirlerine bu kadar
benzer hem de birbirlerinden bu kadar farklı olurlar diye
sormayın bana. Cevap orada, bakın
çevrenize. Herkesin hikayesi ne kadar iç içe görüyor
musunuz? Yollar bir noktada ayrılmış ve
hep bir noktada birleşmiş. Hepsinin içinde
birbirinden bir esinti var sanki... Ama
herkese farklı acılar,farklı sevinçler yaşatmış bu
hikayeler. Herkes bir yerlere izlerini
bırakmış hikayelerinin. Kimisi bir ağaca nakış gibi
işlemiş, kimisi bir durakta
bırakmış,kimisi de izmaritlere yazmış hikayesini. Okunsun diye
değil sadece yaşandıkları için. Bir anı
gibi, bir imza gibi...
Bu şehir neresi mi? Herhangi bir
ülkedeki herhangi bir şehir. Ne fark eder ki? Sizin yaşadığınız yer. Nefes
aldığınız, karnınızı doyurduğunuz ve hikayelerinizi geride bırakarak,
öleceğiniz yer.
CONVALY
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum