Değişimle Dost Olun! (Bu yazıyı sonuna kadar okumanız tavsiye edilir)
Hepimizin değişimle ilgili az ya da çok bir derdi olmuştur hayatta. Beklenmedik zamanlarda gelen değişimler, hep beklenip de hiç gelmeyen değişimler... Özlenen ama korkulan değişimler...
Değişim olmadan büyümek olur mu? Hayatın dertleri, kaygıları bazılarınıza “keşke hep çocuk kalsaydık” dedirtebilir zaman zaman. Birçok insan ne kadar iş sahibi, aile sahibi olsalar da, büyük sorumluluklar altına girseler de içlerinde hala birer çocuk. Onlar belki o çocuğu kaybettiklerini sanıyorlar ve üzülüyorlar içten içe. Oysa iyice bir bakın kendinize. Bazı özellikleriniz hiç gelişmemiş, değişmeden kalmış olabilir. O özelliklerinizi tanıyor musunuz?
Bazıları değişmekten ölüm gibi korkar. Aslında doğru bir tanımlama olabilir ölüm. Bir şeyin zamanını doldurması ve sahneyi terk ederek yerini yeni şeylere bırakması. Ne kadar korkutucu olsa da buna izin vermek lazım. Değişime direnmeyin, tam tersine onu kollarınızı açarak bekleyin. Göreceksiniz eskisinden çok daha mutlu olacaksınız.
Bazıları değişmekten ölüm gibi korkar. Aslında doğru bir tanımlama olabilir ölüm. Bir şeyin zamanını doldurması ve sahneyi terk ederek yerini yeni şeylere bırakması. Ne kadar korkutucu olsa da buna izin vermek lazım. Değişime direnmeyin, tam tersine onu kollarınızı açarak bekleyin. Göreceksiniz eskisinden çok daha mutlu olacaksınız.
Bazıları ise değişmeye can atar, değişimin geleceği günü hayal eder. Ama o kadar uzakta görünür ki istedikleri, onlara hiçbir zaman kavuşamayacağını düşünür. Oysa değişim uzaklarda, dağların ve denizlerin arkasında değildir ki. Yanı başınızdadır, elinizi uzattığınız anda dokunabilirsiniz ona. Hatta içinizdedir. Hele de içine bakmaya cesaret edenler için gürleyerek akan bir ırmaktır değişim. Hergün eğilip birkaç yudum su içmek gerek o ırmaktan. Gelişmek için, büyümek için. Genişlemek ve gerçek potansiyellerimize erişmek için.
Değişimin olmadığı bir zaman var mı? Eğer değişmeden bir günümüz geçiyorsa çok şey kaybediyoruz demektir. Bu demek değil ki hayatımızda hiçbir şeye tutunmayalım, nasıl olsa elimizden gidecek diye birilerine bağlanmayalım. Bağlılıktan da çok şeyler öğreniriz ve bağlandığımız şey hergün gelişip daha da güzelleştikçe onu neden bırakalım?
Değişim kendi kendinize vereceğiniz bir kararla başlıyor. İnsanlar ne der, değişirsem elimdekini kaybederim, değişmek yakışık almaz... gibi kısıtlayıcı düşünceleri silin atın. Korkmayın, değişin! İnsanlar da sizden cesaret alıp değişmeyi bekliyorlar çünkü! Değişim ateşini yakın ve bırakın herkes onun ışığını görsün.
Birçok insan değişim için adımlar atıyor fakat istedikleri sonuç hemen gelmeyince cesaretleri kırılıyor ve bırakıyorlar. Ve başarısızlık... Ne büyük bir korkudur bu ama ne kadar da anlamsızdır! Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu dünyada başarısızlığı, hem de epey miktarda başarısızlığı tatmamış insan yaşamamıştır henüz. Dene! Dene! Tekrar dene!
Değişim büyük olmak zorunda değil. Küçük ama devamlı değişimler büyük değişimleri getirecektir. Uzun sürecek diye korkmayın. Yaşam kısa ama o kadar da kısa değil. Hem zamanlar değişiyor. Hele bu zamanda yaşına bakmadan herkes değişiyor. 7’den 70’e herkes daha güzel bir dünya için uğraşıyor. Eski kurallar yıkılıyor ve yerine daha güzel, daha umut dolu bir düzen geliyor. Bu uğraş içerisinde kimse dışarıda değil. Her bir insan çok değerli ve gerekli.
Değişimi istemeseniz de çevrenizde göreceksiniz. Hava durumu değişecek, ülkeler değişecek, moda değişecek... Hatta değişim bile değişecek. Bunu hayatınıza bakarak da hemen anlayabilirsiniz. Bugün olmasını istediğiniz şeyler beş sene ya da on sene öncesiyle aynı mı? Sizinle birlikte ihtiyacınız olan değişimler de değişmedi mi? Bu yüzden değişimle dost olun. Çünkü siz onunla dost olursanız o size bütün iyilikleri getiren çok iyi bir dost olacak.
Değiştikçe güzelleşecek ve güçleneceksiniz.
Alıntı,,,Yazanı Bilinmiyor...
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum