SEVGİLİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SEVGİLİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir hayatım daha olsaydı yaşayacağım ve sen düşündüğümden ya da şimdikinden  daha erken gele bilseydin,
-Yine aşk kokar mıydı tüm kelimeler, bunu bilmek isterdim...
Ve söylenmeyen hatırı kalan onca cümleyi
-Gün gelir de lazım olur diye saklar mıydım tavan arasına, eşik altına ya da yüreğime...
Ve ne yazıktır ki başka bir hayatım olmayacağını bile bile
-İnsan düşünüyor yine de...
Aramızda asırlar varmışcasına
-Gelip geçen zamanın acısını çıkartmak istercesine sevmek istiyor bir yüreği
Düşlerine yerleştiriyor her şeyden de önce ...
-Zamana bırakmak geliyor içinden olacak gibi, olmuş gibi
Olmasa bile, olmasa bile alışkın değil mi ki bu yürek vedalara...
-Ahh şu vedalar, ah şu vedalar olmasa...!

-Ama bu sefer bırakmak istemiyorum sırayı vedalara...!
Kapım kapansın ayrılık sahnesine ve sadece ve sadece sıcacık bir merhaba duyulsun dudaklarımdan,
Sen den ve de benden...
Hoş geldin diyelim birbirimize...
Hoş geldin sevgilim, hoş geldin yüreğime...
Bu ev senin...

Mehpare ÖĞÜT
 Aralık 2013







Gel… Ey beni bana bırakan sevgili; öyle yorgun öyle garip ki biçare gönlüm bir bilsen… Alaca karanlıklarda gölgene hasret yığıldım gönül sokağında. Bir adım atsan ezilecekken kimsesiz benliğim,uzat yüreğini uzat ki tutayım. Yetimliğim seninle avunurken umutlarımı iliştirdim yağmurlara. Bir yudumluk muhabbetine hasretim. Gülen yüzünü benden esirgeyip, güllere mi sundun bilmem ki. Kokunu getirecek rüzgarlar , bekliyorum, gelecekler biliyorum. Gönül sofranda umut kırıntılarına muhtaçken geldim kapına. Atma bakışlarımı bakışlarınla dışarılara.Üşüyorum. Ne kadar kovsan da gidemiyorum. Peki ,sahte gülüşlere mi bırakayım solgun yüzümü, kahpe bakışlara mı hapsedeyim benliğimi. Seninle sensizliği yaşatma bana.Aşkının ateşinde çaresiz bedenim.Umut ışıklarını görmeye muhtaç gözlerim biçare körler misali. Gel gel… Gel ki beni benle azat et…


Emine ÖZCAN









Konuş yüreğim! bir sen bir de ben varız bu akşam.
Söyle içindekileri, dökül, bileyim ben de.
Kaç kere atar bir kalp...!
Ya duran bir kalp çalışır mı hiç ardından
Yetmedi mi sence de bu yalnızlık
Tükenmedin mi bunca yılın sonrasında
Hala mı umut var
Hala mı beklediğin
Hala mı sevdiğin
Anlat, anlat ki bileyim ben de
Ortak olayım derdine bu akşam…

Konuş yüreğim
Hangi yangından sonra böyle oldun anlat bana
Kör mü olmuştu gözlerin de tutuldun bu aşk’a
Yaraların ne durumda
Yoksa kanıyor mu hala!
Kim bilir imkansızlığın içinde bir yalandı bu aşk’ta…

Söyle bana yüreğim söyle, çekinme, korkma!
Sevdim onu de, utanma…
İstersen haykır, ağla..
Yeter ki anlat bana, anlat da ortak olayım bu aşk’a…

……..

Madem merak ediyorsun geç otur karşıma..
Anlatayım merak ettiklerini bir bir sana…!
Ben, şu gördüğün ben var ya…
Belki de bu dünyada ki en yalnız kişiyim aşk’ta
Seviyorum diyenin bir sözüne kanıp da
Elini aşk’a bulayan bir budalayım bu dünyada…
Tükenmedim mi sanıyorsun, yanmadım mı, ağlamadım mı…
Tükendim de, yandım da, ağladım da
Ama bir de pişman mısın sor bana
Hadi sorsana!
Sana vereceğim tek cevap; pişman değilim asla!

Madem sordun söyleyeyim!
İlk yangınımdı benim hatırladığım ve en büyük yangınım
Yıllarımı elimden çalan
Evet kör olmuştum haklısın
Belki de istemeden..
Belki de beklemeden..
Belli ki sevdiğimden…
Dinlersen her akşam bahsederim sana ondan…

Ve ben öyle sevdim ki öyle yandım ki
Cehennemi yaşarken gördüm
Öldüm öldüm de dirildim onsuzlukta
Bak haykırıyorum evet yandım, evet ağladım
Hatta sevdim, hem de büyük sevdim.
Ve isteyerek buladım elimi bu aşk’a…

Ama bir de şimdi sor bana!
Seviyor musun hala!

Sana vereceğim tek yanıt
Hayır olacaktır unutma !!!!!
“Geçmişte kalan bir mazidir aşk’ta”


Mehpare ÖĞÜT
“Geçmişte kalan bir mazidir aşk’ta”

19 EYLÜL 2013











Ben kışları anlatırım, gözlerin baharları

Beyhude telaşlarımda kalır geçmiş
Ben yalnızlıkları susarım, sen eğdirirsin önünde sultanları
Sultanlar eğilince de bilesin, unutmazlar saltanatını
Güç bela düştüğüm yollarda kaldırırım önümden tüm unutulanları

Ben senin bildiğin gemilerden değilim
Rüzgarında devrilirim de bir dalgalarında boğuşurken kendimi bilirim
Issızlığım, çevremi kuşatsa da haykırıyorum denizi
İdam sehpasına giderken gocunmam ben, ölüm bir kar tanesi

Cellâdımsın diplere inmekten korkmam
Tarihim seni kovalamaktan örülü
Senin rengini başka bir renkle bozmam
Gözümde bir yaştır sonsuzluk evrenine dökülen
Binlerce yılın sürgünlük ıstırabını çıkarma benden
Hayatımı küçümseyen gözlerini uzak tut
Bir korkudur bakışların, müebbet zamanları tüketen
Bir gülün içimde devinen dikenisin, içimde yüzyılların çilesi gömülü

Lügâtimde seni anlatmaya yer yok
Saçların rüzgarıma tâ ezelden asılı
Zindandan çıktı hüznüm, yeryüzünde bana ayrılacak bir mutluluk kafesi yok
Müphem yolculuklardan artık çekil bana
Benim taşım, senin toprağına yazılı

Bir devran dönüyor başımda artık yeter
Bir servi olup göğe uzanıyor bıraktığın keder
Bir kül kaldırıyorsun ey içinde gülü barındıran
Tozumu bile kaldırdın, yollarımda ayaklarım tükendi
Ruhumda bir katılık yerleşti, boz bulanık ötelerden yani senden kalan

Yenilgiler koydun geri dönülmez ülkeme
Hayallerim bir hülyanın karanlık kıyılarına vurdu
Ateşi elinde tutan bir adam dedi
Kuzeydir aradığın yer buzlar orayı terketti
Bezirganlara yerini sormak hercai bir çaba
Sadâkat, iflas eden hücrelerimi uyandırdı
Omzumda mevsimlerle yürüyorum,
Beni ne güneşler ve yağmurlar terketti
Önüme bakmıyorum gözlerim havada ebedi ufku arıyorum

Hep vardır bir gözü değen
Sahile vuran balıklar hududunu unutsa da
Tek O unutmaz
Esrârengiz ve yorgun kelimeleri ayağa kaldıran, ayân eden

Hasan TOMUK





Sevgilim olmayan sevgiliye not !!!
Mağlum önümüz Kış…
Bahar’a kadar geldin geldin.
Gelmezsen ben başımın çaresine bakmaya karar verdim haberin olsun !!!
Söylemedi deme.  :-)  ;-)  :-)


Mehpare ÖĞÜT