Kırılganız belki yaşadıklarımızdan
Umursadıklarımızdan,
Unutulduğumuzdan
Değmez insanlar için yas tuttuğumuzdan
Kaderin cilvesine ayak uyduruşumuzdan
İhanetin gölgesinde yattığımızdan
Ve bir zaman sonra her şeyi bırakışımızdan
Yaşamdan bıkışımızdan
Zamandan kaçışımızdan
İnan ki öyle dostum
İnan ki sadece yaşıyoruz
Yaşamak için sadece
Yaşar gibi yapıp
Sonra ölüyoruz…

Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
11.05.2020
“Bana geldiler yine”


Bir gün bir tanıdık büyük filozafa rastladı ve dedi ki, "Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun ?"

Bir dakika bekle diye cevap verdi Sokrat. Bana birsey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum Buna Üçlü Filtre Testi deniyor. "Üçlü Filtre?" "Doğru, " diye devam etti Sokrat. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Bu ona 3 filtre testi dememin sebebi. Birinci filtre "Gercek Filtresi" Bana birazdan söyleyecegin seyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin ?" "Hayır," dedi adam " Aslında bunu sadece duydum ve .... "Tamam," dedi Sokrat. Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, " İyilik Filtresini." Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi ? "Hayır, tam tersi..." "Öyleyse, "diye devam etti Sokrat. Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. " İşe yararlılık filtresi." Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı ? "Hayır", Gerçekten değil. "İyi" diye tamamladi Sokrat; Eger ,bana söyleyecegin sey dogru degilse,iyi değilse ve ise yarar, faydalı değilse bana niye söyleyesin ki ?

Bu Sokratın iyi bir filozof olmasının ve büyük itibar, saygı görmesinin sebebiydi.

Değişimle Dost Olun! (Bu yazıyı sonuna kadar okumanız tavsiye edilir)
Hepimizin değişimle ilgili az ya da çok bir derdi olmuştur hayatta. Beklenmedik zamanlarda gelen değişimler, hep beklenip de hiç gelmeyen değişimler... Özlenen ama korkulan değişimler...
Değişim olmadan büyümek olur mu? Hayatın dertleri, kaygıları bazılarınıza “keşke hep çocuk kalsaydık” dedirtebilir zaman zaman. Birçok insan ne kadar iş sahibi, aile sahibi olsalar da, büyük sorumluluklar altına girseler de içlerinde hala birer çocuk. Onlar belki o çocuğu kaybettiklerini sanıyorlar ve üzülüyorlar içten içe. Oysa iyice bir bakın kendinize. Bazı özellikleriniz hiç gelişmemiş, değişmeden kalmış olabilir. O özelliklerinizi tanıyor musunuz?
Bazıları değişmekten ölüm gibi korkar. Aslında doğru bir tanımlama olabilir ölüm. Bir şeyin zamanını doldurması ve sahneyi terk ederek yerini yeni şeylere bırakması. Ne kadar korkutucu olsa da buna izin vermek lazım. Değişime direnmeyin, tam tersine onu kollarınızı açarak bekleyin. Göreceksiniz eskisinden çok daha mutlu olacaksınız.
Bazıları ise değişmeye can atar, değişimin geleceği günü hayal eder. Ama o kadar uzakta görünür ki istedikleri, onlara hiçbir zaman kavuşamayacağını düşünür. Oysa değişim uzaklarda, dağların ve denizlerin arkasında değildir ki. Yanı başınızdadır, elinizi uzattığınız anda dokunabilirsiniz ona. Hatta içinizdedir. Hele de içine bakmaya cesaret edenler için gürleyerek akan bir ırmaktır değişim. Hergün eğilip birkaç yudum su içmek gerek o ırmaktan. Gelişmek için, büyümek için. Genişlemek ve gerçek potansiyellerimize erişmek için.
Değişimin olmadığı bir zaman var mı? Eğer değişmeden bir günümüz geçiyorsa çok şey kaybediyoruz demektir. Bu demek değil ki hayatımızda hiçbir şeye tutunmayalım, nasıl olsa elimizden gidecek diye birilerine bağlanmayalım. Bağlılıktan da çok şeyler öğreniriz ve bağlandığımız şey hergün gelişip daha da güzelleştikçe onu neden bırakalım?
Değişim kendi kendinize vereceğiniz bir kararla başlıyor. İnsanlar ne der, değişirsem elimdekini kaybederim, değişmek yakışık almaz... gibi kısıtlayıcı düşünceleri silin atın. Korkmayın, değişin! İnsanlar da sizden cesaret alıp değişmeyi bekliyorlar çünkü! Değişim ateşini yakın ve bırakın herkes onun ışığını görsün.
Birçok insan değişim için adımlar atıyor fakat istedikleri sonuç hemen gelmeyince cesaretleri kırılıyor ve bırakıyorlar. Ve başarısızlık... Ne büyük bir korkudur bu ama ne kadar da anlamsızdır! Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu dünyada başarısızlığı, hem de epey miktarda başarısızlığı tatmamış insan yaşamamıştır henüz. Dene! Dene! Tekrar dene!
Değişim büyük olmak zorunda değil. Küçük ama devamlı değişimler büyük değişimleri getirecektir. Uzun sürecek diye korkmayın. Yaşam kısa ama o kadar da kısa değil. Hem zamanlar değişiyor. Hele bu zamanda yaşına bakmadan herkes değişiyor. 7’den 70’e herkes daha güzel bir dünya için uğraşıyor. Eski kurallar yıkılıyor ve yerine daha güzel, daha umut dolu bir düzen geliyor. Bu uğraş içerisinde kimse dışarıda değil. Her bir insan çok değerli ve gerekli.
Değişimi istemeseniz de çevrenizde göreceksiniz. Hava durumu değişecek, ülkeler değişecek, moda değişecek... Hatta değişim bile değişecek. Bunu hayatınıza bakarak da hemen anlayabilirsiniz. Bugün olmasını istediğiniz şeyler beş sene ya da on sene öncesiyle aynı mı? Sizinle birlikte ihtiyacınız olan değişimler de değişmedi mi? Bu yüzden değişimle dost olun. Çünkü siz onunla dost olursanız o size bütün iyilikleri getiren çok iyi bir dost olacak.
Değiştikçe güzelleşecek ve güçleneceksiniz.




Alıntı,,,Yazanı Bilinmiyor...







Her ne kadar bu şiiri yazan kişinin Kathleen O’Meara’mı yoksa Kitty O'Meara’mı olduğu konusunda bir çok şey konuşuluyor olsa da bugünü ve şu an ülkemizde ve de dünyada yaşanılan pandemiyi oldukça güzel tariflemektedir. Bizleri düşünmeye ve de geleceğe dair yaptığımız planların karşısında hayatın bizim içinde planları olduğunu bir kez daha göstermesi açısından okumaya değer diye düşünüyorum.
Yorum sizlerin elbette…

***
ve insanlar evde kaldılar,
kitap okudular ve dinlediler.
dinlendiler, egzersiz yaptılar,
sanat yaptılar, oyun oynadılar
ve yeni varoluş yollarını öğrendiler,

durdular

daha derinden dinlediler ,
biri meditasyon yaptı,
biri dua etti,
biri dans etti,
diğeri kendi gölgesini keşfetti ,

insanların düşünceleri değişti,

iyileştiler.

cahilce, tehlikeli, anlamsız ve vicdansızca yaşayan insanların yokluğunda,
dünya iyileşmeye başladı.

ve tehlike sona erdiğinde insanlar ölüleri için ağladılar
ve yeni kararlar aldılar,
yeni bir dünya hayal ettiler,
yeni yaşam biçimleri yarattılar,
Dünyayı tamamen iyileştirdiler,

Tıpkı kendilerini iyileştirdikleri gibi.

***

Türkçeye çeviren:
Juan Botella Lucas ve Nurseren Tor




#PANİKYOK
#ÖNLEMAL
#SEVDİKLERİNİÇİNEVDEKAL
#EVDEHAYATVAR
#EVDEKAL
#ENGÜVENİLİRYEREVİNDİR
#COVID19
#HİJYENİNEDİKKATET
#ZİYARETYOK
#SOKAĞAÇIKMA






Lütfen ama lütfen yaşlılarımız, çocuklarımız, gençlerimiz  
Bu zorlu günleri birbirimize destek olarak en az hasarla atlatmamız için 
Acil olmadıkça evden dışarı çıkmayalım,
Bir süre ev ziyaretlerinden, arkadaş, dost buluşmalarından vazgeçelim. 
Panik yapmayalım,
Hijyene dikkat edelim,
Sabırlı olalım.
 Uzmanların sesine kulak verelim.

#CORONOVİRÜS #DİKKATLİ OL #PANİK YAPMA #ÖNLEM AL










Kadındır; cefayı da vefayı da bilen, çeken…

Hangi kadındır ki analık ve eş olma duygularından yoksun olsun. Bu yüzden boşuna dememiştir Peygamberimiz “Cennet anaların ayakları altındadır” diye ve yine değildir boşuna “yuvayı dişi kuş yapar” sözü de…

Kadın, koklanmayı bekleyen bir çiçektir; yalnız sulamak gerekir. Siz onu ne kadar sular ve ona ne kadar özen gösterirseniz, o da o kadar güzel kokmaya, açmaya ve açtıkça da etrafına güzellikler sunmaya devam eder.

Kadın bir hamurdur yoğurmasını bilene…Ona öyle şekiller verebilirsiniz ki bir tüy kadar hafif ve bir pamuk kadar yumuşak olabilir, eğer iyi ellerdeyse. Kısacası onu bir melek ya da şeytan yapmak sizin elinizdedir.

Kadın bir denizdir aslında, ucu bucağı olmayan… Ancak onu keşfe çıkmaya karar verdiğinizde bulabilirsiniz. Öylesine ki içinde her şeyi barındıracak kadar derindir. Acıyı, sevinci, hüznü, mutluluğu, neşeyi, terk edilmeyi… Bunların hepsi de onun en gizli hazinesidir yürek denen sandığının içinde. Yeri ve zamanı geldiğinde çıkarıp kullandığı.

Kadın cesurdur; Yeri geldi mi sevdiğini tüm dünyaya haykıracak kadar hem de. Yeter ki karşılık bulabilsin sevgisine. Eğer sevildiğini hisseder ve anlarsa ve siz de ona hissettirmeyi başarabilirseniz şayet, kendinizi şanslı hissedin çünkü; bir kadın tarafından seviliyor olmanın tadına varabileceksiniz demektir.

Kadın güven demektir verebiliyorsanız  aynı şekilde. Ne verirse insan onu alır hesabıyla; eğer siz güven duymak istiyorsanız ona da bu güveni vermelisiniz ki zarar görmesin ilişkinizde ve her telefon çalışında ya da eve her geç gidişinizde sizi kapıda asık suratla karşılayıp; içinden çıkamayacağınız “neredeydin ?, kiminleydin ?” gibi bin bir soruyla karşılamasın.

Kadın güçtür; her başarılı erkeğin arkasında yer alan.
Kadın, kadındır her şeyden önce de. Aşk, sevgi, romantizm eşliğinde… Ve yaşamak istedikleriniz yaşattıklarınızdır aslında.

Kadın güzeldir her yaşta. Eğer sizde katkıda bulunabiliyorsanız ona bir şekilde.

Kadın zekidir, tüm erkeklerle boy ölçüşe bilircesine.

Ve kadın bir hazinedir… Bu yeryüzündeki tüm elementleri kendinde barındıran paha biçilmez nitelikte.

Ve kadındır bir erkeği aslında adam eden; bundan adam olmaz denilse bile.

Ve kadın ki; Adem bile Havva’dan beri tüm erkeklerin gözdesi olmayı başarabilmiş yegane varlık bu evrende…

Eğer, bir kadını seviyorsanız ona iyi davranın… Unutmayın ki; sizin anneniz ve kız kardeşiniz/leriniz de bir kadın.

Tüm ülkem kadınlarının ve dünya kadınlarının, 08 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu olsun. hakettiğiniz tüm değerlere ve güzelliklere sahip olabilmeniz dileklerimle…

Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL