HAYAT BİR OYUNDUR ASLINDA…

Bazen silkelenmek lazım omuzlarımızdaki yükü atmak için,
Bazen karşımızdakilere de şans vermek lazım dinlemek için.
Her şeyi ben bilirim dememek ve başkalarının da bileceğini düşünerek,
Hayata bir şans daha vermek lazım yaşamak için…

Daha genç sayılırım, henüz otuzların başındayım.
Ama yorgun bir yürek ve yorgun ayaklarımın üstünde durmakta zorlanmaktayım.
Kanatlarımsa çoktan kırıldı ya işte o yüzden uçamamaktayım,
Oysa bir uçsam, bir kanat çırpsam, ne çok yer var gideceğim.
Görmek istediklerim, özlediklerim, hepsini bir bir dolaşacağım.
Ama hayat yükünü atıp da gitti ya bana,
İşte ben o yüzden kanadı kırık bir kuş misali;
Böylesine yorgun ve böylesine yastayım…

İnsan çocukken anlamıyor ve varmıyor farkına hiçbir şeyin.
Sanki hep o yaşta kalacakmışız gibi tüketiyoruz ya günlerimizi,
İşte bütün yanılgımız da ondan…
Oysa hayat çabuk geçiyor tıpkı bir kuşun kanadını çırpması kadar veyahut
Bir su misali gibi akıp da gidiyor ellerimizin arasından.
İşte bu yüzdendir ki geçip giden yıllara dönüp bakamıyorum,
Ve işte değilmidir ki bu yüzden tüm ağlamalarım, tüm hayıflanmalarım…

Bazen kader ağlarını örmek için acele eder, bazen de örmeden geçer.
Bazen hayat kimine ağır kimineyse kolay geçer.
Kimi zaman düşünürüm bu haksızlık ve bazen de düşünürüm Tanrı beni sınıyor diye !
Ara sırada olsa hep aklımdan geçer, sınanacak bir ben mi kaldım diye…

Aslında bir oyundan ibaret değil mi yaşamak,
Hayat saklambaçsa ben körebe,
Nerde bulursam orda sobe.
Evet bir oyun aslında kurallarına göre oynamak gerek,
Kimseyi kırmadan, üzmeden, yargılamadan sevmek gerek.
Ve değilmi ki bir oyundur yaşamak, ÖZGÜRCE YAŞAYABİLMEK…

Mehpare ÖĞÜT
ARALIK 2008

0 Comments: