PLATON/EFLATUN - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

07 Aralık 2011

PLATON/EFLATUN

"...Bakmayın kitaplar yazdığıma. Aslında konuşmayı yazmaya tercih ederim.
Yazmaktan çok konuşmayı tercih ederim, çünkü yazı bir kez yazıldı mı artık sağda solda dolaşmaya başlar ve onu anlayabilecek olanın da anlamayacak olanın da eline geçer.

Yazmaktan çok konuşmayı tercih ederim, çünkü yaptığım hakikat yolculuklarını yazarak kayıt altına aldığımda, hakikatin ne olduğunu bilmeyen, onun sürekli araştırılması gereken bir şey olduğunun farkında olmayan bilgisizler, yazdıklarımı okuduklarında hakikati elde ettiklerini sanırlar ve bir daha onun araştırılmasını istemezler ve yazıyla kayıt altına alınmış olanı sorgulamaya kalkanlar çıkarsa onları gençleri baştan çıkarmakla suçlar, en ağır cezalara çarptırmaya uğraşırlar.

Konuşmayı yazmaya tercih ederim, çünkü yazdığım Yazı ben olmadan ne kendini savunabilir ne beni: biri çıkıp ona sorular soracak olsa, ondan anlatılanları daha açık anlatmasını istese yazılı olanın dışında tek bir söz bile söyleyemez; biri çıkıp ona saldıracak, ona haksızlık edecek olsa saldırıya karşılık veremez, kendini savunamaz –hep benim yardımıma muhtaçtır. Yalnızca konuşmadır kendini ve beni savunabilecek güçte olan, yalnızca konuşmadır kimi muhatap alması kimi muhatap almaması gerektiğini bilen. Yazı onun gölgesinden başka bir şey değildir.

Ama yine de yazmaktan kendimi alamam. Çünkü bilirim ki yazı söylediğim sözü kayıt altına alır, böylece onun unutulmasını önler, hatırlanmasını sağlar; onu geleceğe, bulunmadığım yerlere, karşılarında olmadığım insanlara taşır: yaşım iyice ilerlediğinde ona bakıp geçmiş hakikat yolculuklarımı hatırlarım; benden sonra izimden yürümek isteyenler ona bakıp izimi bulurlar.

Şan, şöhret ya da para kazanmak için değil, yalnızca hoşça vakit geçirmek ve geçirtmek için yazarım..."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum