ETHEL VE JULİUS ROSENBERG'DEN... - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

31 Ocak 2012

ETHEL VE JULİUS ROSENBERG'DEN...

19 Mayıs 1951

Benim canım sevgilim,
Beni saran kollarından koparken ne kadar isteksizdim, ahh.. Ve hücreme yaklaşırken adımlarım nasıl geri geri gidiyordu bilsen... Hücre- sessiz, acımasız ve umursamaz tavırlı, sahibinin gidişinin farkında değilmiş gibi görünen ama sonunda döneceğini bilerek böbürlenen hücre, orada beni bekliyordu. Dudaklarım, konulmaz bir açlık içinde seninkilerle kenetleneli yalnızca üç gün oluyor. Daha üç gün önce, yıllardır sevdiğim, garip bir aşinalık, garip bir yabancılık duyduğum, sayısız geceler boyu yanında yattığım ve tatlı uyuduğum o varlığa kondu gözlerim. Takvime göre yalnızca üç gün, bana sorarsan aradan birçok evren çağı geçti ve ben seninle sanki hiç konuşmadım da konuştuğumu düşte gördüm.

Sevgilim "kendimden geçtim " derken benim yerime de konuşmuş oluyorsun. Tırmandığın basamaklar, içeri girdiğimde beliren görüntün. Manny'nin kulağıma boğuk boğuk gelen sesi, içinde bulunduğumuz oda .. Hepsi ve herşey öyle çılgın bir gümbürtüyle bilincime aktı ki, ağzımı açamaz oldum . Sonra, fiziksel selamlaşmamızın acı veren eşsiz tadına daha tümüyle varmadan, bununla birlikte, içtikçe daha çok susadığımın bilincinde olarak ayrıldığımı ve kaldırılmaz bir masanın aramızda olduğunu gördum..!
Ahh, Monsieur, Je t'aime, Je t'adore. Büyük yalnızlık duyan karın Ethel

*
Ethel ve Julius Rosenberg'lerin hapishanede birbirlerine yazdığı mektuplardan oluşan "Rosenbergler" kitabından alıntılanmıştır...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum