Her sorununu kavga ederek çözmek isteyen insanlardan hiç
hoşlanmam…Nerede bir kavga var, o tür kişiler hep oradadır…Bayılırlar kavga
etmeye…Onların gıdalarıdır kavga…Kaşları gözleri yarılır, yine de
vazgeçmezler…Karşılarında sakin, mutedil insanları gördüklerinde afallar,
şaşırırlar…Ne yapacaklarını bilemezler…Kavga edenlerin eğitimsiz kesimden daha
çok çıktığı bilinen bir gerçek… Konuşamadığı, derdini anlatamadığı için kavga
eder bu tür insanlar…Ağız kavgası en çok rastladığımız kavga türüdür…Dolmuşun
içinde, pazar yerinde, mahallede, otobüste, iş yerinde, eşler arasında olan bu
tür kavgalara sizler de tanık olmuşsunuzdur, kuşkusuz…Bağırırlar kişiler
birbirlerine, el kol hareketleriyle birlikte…Çoğunlukla sıralı da olmaz bu
bağırmalar…Her ikisi de makineli tüfek gibi sürekli bağırır…Dinleyenler pek bir
şey anlayamaz…Hakaretler, küfürler, alaycı ifadeler kullanılır, bağıran kişinin
kişiliğine bağlı olarak…Kolay kolay da sakinlemezler…Hırslarından, cam çerçeve
indirenleri de olur…Tir tir titreyip tepinenler de…
Ben bu yaşıma kadar kavgadan uzak durdum…Ancak zaman zaman
bazı kavgaların içinde buldum kendimi…Bunlar ya öğretmen arkadaşlarımın, ya
öğrencilerimin, ya da komşularımın arasında oldu…Kavga eden kişileri
izlediğimde, üzülürdüm…İnsan, nasıl bu hale gelebilir diye…Siz de
bilirsiniz…Kavga esnasında gözler fal taşı gibi açılır, damarlar belirginleşir,
kaşlar çatılır, yumruklar sıkılır…Karşı tarafa zarar vermek için elden ne
gelirse yapılır… Bazen çok küçük, önemsiz nedenlerle de çıkabilir kavgalar…Ne
yazık ki sonra büyür, büyür, kontrol edilemez bir hale gelir…Kesici aletler ya
da ateşli silahlar kullanılan kavgalarda yaralanma ve ölüm kaçınılmaz hale
gelir…Ölenin de öldürenin de sadece kendisi değil, onların aileleri de büyük
zarar görür…
Kavga edenleri izlemekten zevk alan anlaşılmaz insanlar da
vardır…Videoya çekenler, fotoğraf çekenler. tezahüratta bulunanlar, ıslıkla
teşvik edenler de bizim insanımızdır…Kavga devam ederken, onların ”Vur, vur,
vur!..” sesleri ortalığı inletir…Polisler gelip kavgayı yatıştırıncaya kadar da
bu garip ilgi sürer…Horozları, köpekleri dövüştürüp zavallı hayvanları kanlar
içinde bırakan ve bu kavgayı mutlulukla izleyen beyinlere yerleşmiş acayip bir
illetin kalıntısıdır bu ilgi…Hiç hoşlanmadığım, eleştirdiğim, çok kızdığım bir
davranıştır, bu olmaz olası ilgi…
Evliliklerinin ilk günlerinde bir arkadaşım eşiyle önemsiz
sayılabilecek bir nedenle tartışmış…Eşinin çok sinirlendiğini ve bunu da
kontrol edemediğini fark edince, sakinleşmesi için ona zaman vereyim
düşüncesiyle evi kısa süreliğine terk etmiş…Ancak, bu duruma çok sinirlenen
eşi, kontrolden çıkıp evin ne kadar camı varsa kırmış, salonda bulunan
vazoları, bibloları bahçeye fırlatmış…Apartman sakinleri ne oluyoruz, diyerek
daire kapısına dayanmışlar…Onlara da eline ne geçerse fırlatmış eşi…Apar topar
herkes evine dönmüş…Arkadaşım, bir süre sonra, eşinin sakinlediğini düşünerek
eve dönmüş…Kırılan camları gördüğünde eşine bir şey oldu kaygısıyla daire kapısına
koşturmuş…Kapıyı eşi açmayınca anahtarını kullanarak içeri girmiş…Bakmış ki
yatak odasında yanında bir kutu boş uyku ilacı ile boylu buyunca uzanıyor…Hemen
acile götürüp hastanede midesini yıkatmış ve onu tekrar hayata döndürmüş…Çok
yıpratıcı bir olay, yaşananlar…O nedenle , arkadaşım, o günden beri karısıyla
tartışmaya girmiyor…Haklısın karıcığım, deyip susuyor…Onun bir delilik
yapmasından korkuyor…Kavgacı eşine boyun eğmek zorunda kalıyor…Zor bir durum…
Kavgaların ince bir ayarı var…On beş dakikayı geçmeyen ve
çok sık olmayan kavgaların evliliğe iyi geldiğini söylüyor uzmanlarımız…Bu ince
ayarı tutturabilmek elbette çok önemli…Her ikisi de bağıran kavgacı eşlerin
evlilikleri ise yürümüyor, kopuyor fazla uzun sürmeden…Birinin bağırıp
diğerinin sustuğu evlilikler de yürüyor; ama kör topal yürüyor, yıllarca…Tabi
buna yürüme denirse…
Kavga ile sonuç almaya çalışmak, ilkelliktir…İnsana
yakışmaz…İzleyenler için hoş bir manzara da oluşturmaz…Tabi bu benim
yorumum…Geçenlerde bir öğretmen arkadaşım, sevmediği bir arkadaşının müdür
beyle kavgasını ne büyük keyifle izlediğini anlattı… Üzüldüm…Bana göre, neden
ne olursa olsun, bir kavgayı mutlulukla izlemek doğru değil…
Kavga etmeyip düzeyli tartışmayı mutlaka
öğrenmeliyiz…Sorunlarımızı konuşarak çözmek elbette en güzeli…
Asım ERDOĞAN
Merhabalar,
YanıtlaSilTekrar geldiğim de "Kavgacı İnsanlar" başlıklı makalenizle karşılaştım. Kavga, insanlar arasındaki en ilkel ve barbarca bir iletişim aracıdır. İnsanlar birbirleri ile münakaşa ederken ya da tartışırken ölçüyü ve ayarı dengelemesi gerekir. Gereksiz yere oluşan öfke ve hiddet kavgaya zemin hazırlar.
Problemlerini ve sorunlarını karşılıklı saygı ve sevgi içinde çözen bir toplum olmayı dilemekle birlikte selam ve dualarımla en Güzel'e emanet olun.
Çok teşekkürler ediyorum öncelikle, ziyaretinizden dolayı. Kavgacı İnsanlar başlıklı yazı bana ait değil,sanırım yazının sonunda ki ismi görmüşsünüzdür. Çok değerli bir büyüğüm, Sn. Asım ERDOĞAN'a ait olup, kendisinin yazılarını haftada bir bloğumda paylaşıyorum. Beğenmenize çok sevindim. Kavga etmek hiçbir insana yarar sağlamaz kaldı ki haklıyken haksız konuma düşmesine neden olur. Bu yüzden sorunlarımızı kavga ederek değil, oturarak ve de düşünerek medeni insanlar gibi halletmek en güzelidir. Saygılarımla, mutlu bir hafta dileğiyle...
YanıtlaSilo 15 dakika çok ilginç geldi bana..
YanıtlaSiluzamnlar ne kadar haklıdır bilinmez tabi yaşayana kadar ama dilerim hiç birimiz kavga'ya ortak olmayız..
işin psikolojik yanı çok daha önemli..hayat eşini seçmek bu nedenle titiz bir karar vermeye bizleri yönlendiriyor, iş arkadaşlarımızı seçerken dostlarımızı seçerken bilemiyoruz tabii ama herşey hayatın bize getirdikleriyle bağlantılı ve birazda iş bizlere bağlı..
keşke herşey okumakla bitseydi..
sevgilerimle..