Türkçe sözlükteki anlamı: “Yiğit, sözünün eri, güvenilir
kimse” dir…Mert insanlar, toplumun çoğunluğu tarafından hem beğenilir, hem de
itelenir aslında…Hatta kendini mert bir insan olarak niteleyen insanlar bile
mertlik düşmanıdır…Açık sözlü ve doğrudan yana olmak ne yazık ki zarar verir
mert olan kişiye…Eğer bir iş yerinde çalışıyorsa, patron ya da idareci
tarafından itici bulunur…Çünkü onlar her şeye boyun eğen “Evet efendimci!..”
çalışandan hoşlanırlar…Hele yalakalar baş tacı edilir bu tip kişilerce…Sert,
otoriter bir babanın mertçe davranan bir evladına, aferin demeyeceği önceden
bellidir…Yüzüne karşı yanlışlarının söylenmesi, eleştirilmesi otoriter babanın
hiç hoşuna gitmez…Oysa, o babaya sorsanız, mert bir insan olmasını ister
evladının…Öyle olmasına bilinçli olarak izin vermediği halde…
Bize doğruyu, güzeli, iyiyi, mertliği, milli duyguları ve
Atatürk ilkelerine bağlılığı öğrettiler sevgili öğretmenlerimiz…Ben de öğretmen
olarak mert olmalarını istedim öğrencilerimin…Onları, sözüne güvenilir, ahlaklı
birer birey olarak topluma kazandırabilmekti amacım…Mert olanlar yeterince
yükselemediler ne yazık ki…Beni dinlemeyip toplumun üç kağıtçı, acımasız, zayıf
olanı deviren, iyileri öğüten, çalan çırpan, düzene uyum sağlayan öğrencilerim
ise servet sahibi oldular…İyi ki dinlemedik öğretmenimizin öğütlerini
diyorlardır şimdi o öğrencilerim…Bana olan saygılarını da ihmal etmeden…Çünkü
mertlik iyi bir sıfat sayılmıyor artık!..Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu, mertlik
bozuldu!..” dizeleriyle yansıttığı bozulma zaman içinde her alana sirayet
etti…Önlenemedi siyasi, ahlaki, kültürel yapımıza zarar vermesi…Mertlik para
etmiyor, hatta var olan paranı da alıp götürüyor, diyor şimdiki gençler!..Prim
vermiyorlar mertliğe…
Mertlik önemini yitirmişse büyük bir tehlike de çığ gibi
büyüyor, düzenbazlar cirit atıyor, ahlaksızlık kol geziyor, üç kağıtçılık
yaygınlaşıyor, köşeyi dönme hırsı pek çok bedeni tümör gibi sarıyor, toplumda
çürüme ve kokuşma had safhaya ulaşıyor demektir…Oysa toplumumuzu ayakta
tutanlar mert insanlardır…Onların dengeli davranışlarıdır…Mert insanları
itibarsızlaştırmak, her olumlu gelişmeye ket vurmaktır, güzellikleri
baltalamaktır…Yanlıştır, hatadır, kusurdur…
Devleti yöneten kişiler de mert kişilerden hoşlanmaz…Mert
gazeteciler, mert yazarlar, mert yöneticiler, mert iş adamları, mert
sendikacılar, mert görsel program yapımcıları, mert film yapımcıları,
oyuncular, tiyatrocular sevilmiyor…Kimisi bu nedenle işini kaybediyor…Kimisi
düşüncelerinden dolayı hapse giriyor…Kimisi tartaklanıyor…Kimisi de devleti
yönetenlerin kontrolleri dışında kalabilen iç ve dış karanlık güçler tarafından
katlediliyor…Her zaman hazır olda bekleyen, pek çok olumsuzluğa göz yuman,
gerçekler yerine kurmaca haberler ve yorumlar yazan, gazeteciler, yazarlar,
ekonomistler, çeşitli kurumlara atanmış yöneticiler, tek ses veren
borazancılar, refah içinde sürdürdükleri yaşam biçimlerinden dolayı oldukça
mutlular…Mertçe davranmak yerine güçlüden yana tavır alarak zenginleşme
derdindeler…
Mert insanları hangi siyasi görüşte ya da cinsiyette olursa
olsun severim…Onlar toplumumuzun yüz aklarıdır…Düzenbazlardan, sahtekârlardan,
zenginleşebilmek için her şey mübahtır anlayışıyla hareket edenlerden,
başkasının acısını hiçe sayarak icralık malları değerinin çok altında satın
alanlardan, tefecilerden, gıda ürünlerine bile insan sağlığı için zararlı katkı
maddelerini bilerek ilave edenlerden, hileli mal satanlardan,
dolandırıcılardan, tüm vicdansızlardan nefret ederim…
Mert insanları artık mumla arıyor olmak ıstırap veriyor
bana…
Sevgiyle kalın!..
Asım ERDOĞAN
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum