Bir şarkı var, hepiniz bilirsiniz…”Söyleyin yıldızlar,
sevgilim nerde?../ Beklerim onu hep pencerelerde…” diye başlar bu
şarkı…Beklemek acıtır yürekleri…Hele beklenenin ne zaman geleceği belli
değilse…Pencereler bir büyür, bir küçülür…Gelen herkes heyecan uyandırır…Beklenen
sanılır; ama hep hüsranla sonuçlanır bu heyecan…Yoktur beklenen…Pencereler,
müjdeli habere kurguludur…Pervazlarda, hercailer, çuha çiçekleri, karşılama
töreni için çoktan hazırdır…Kurumuş çiçekler ayıklanır, itina ile sulanır,
saksıdaki topraklar, havalandırılır….Çiçekler üzerindeki su damlacıkları hasret
yüklüdür, özlem yüklüdür…Katıksız ve saf sevgi yüklüdür…Zaman ağır işler…Saatin
tik takları bile duyulur odanın sessizliğinde…Sigara bir elde…Fotoğraf albümü
bir elde…Özlem harmanlanır fotoğraflarla…Anıların dansı başlar albümün dans
pistinde…Beklenen pencerenin gerisindedir…Umutlu bekleyiş sürer, bugün olmazsa
yarın…Elbet bir gün gelecektir beklenen…Pencerelerde asılı durur umut…
Hamile bir anne adayı, bebeğin her tekmesinde heyecanlanır…Onu
dünyaya getireceği anı bekler…Geçmek nedir bilmez zaman…Bebek, gelişimini
tamamlar ve doğum anı gelir çatar…Bu sefer, doğum sonucu merak edilir ve
büyükbaba, büyükanneden başlayan bir bekleyiş başlar ailecek…Sevinçle endişenin
iç içe olduğu bir bekleyiş…Baba adayı doğum odası önünde gergindir…Eşi ve
bebeğinin sağlıklı doğum sonucunu bekler…Son derece mutlu ve son derece
heyecanlıdır…Zaman ağır geçer, sürünür adeta…Bebeğin doğumu yeni bekleyişlere
gebedir…Bekleyiş bekleyişi doğurur…
“Én büyük asker bizim asker” sloganıyla vatan görevine
uğurlanır Mehmetçiklerimiz…Geride gözü yaşlı; ama gururlu bir anne, nişanlı ya
da evli genç bir kadın ve çocuklar bırakır…Gururludur her iki
taraftakiler…Kutsal görevi tamamlayarak dönmenin huzurunu yaşamak isterler…Günler
bir bir sayılır…Beklenir terhis günü geçmek bilmeyen zaman süresince…Şehit
haberi de ulaşabilir, gazi haberi de…Zordur bu bekleyiş…
Sınava giren çocuğunu dışarıda bekleyen anne-baba, sınav
süresince dokuz doğurur…Hem çocuklarının sınavda iyi sonuç almasın isterler hem
de sağlıklı ve moralli çıkmasını…Zaman içerdeki için su gibi akıp giderken ve
yetmezken dışarıda bekleyenler için sıkıntılıdır…Kaplumbağa hızında ilerler
sanki…Zaman öyle bir işler ki bilinmezlik tik takları yüreklerde atar…Bekleyiş,
geleceği de belirler…Beklersiniz…Çocuğunuzun geleceğidir aslında beklenilen…
İşsizsiniz…İş görüşmesinden döndünüz…Sizi arayacaklarını
söylediler…Bekliyorsunuz…Öyle bir bekleyiştir ki bu…Sancılı, gergin, umutla
umutsuzluğun kol kola olduğu anlar…Gününüz geçer; ama normal geçmez…Her çalan
telefon zili heyecanlandırır sizi…Koşarsınız, arayan beklediğiniz yer
değildir…İsteksizce konuşursunuz…Laf olsun diye…Bekleme süresi belli de
değildir…Hiç aranmayabilirsiniz de…Bekleyiş sürer…Sizi hiç düşünmeden…
Evlilik teklifinde bulundunuz…Yanıtını bekliyorsunuz…Yanıt
olumlu olabilir de olmayabilir de…Beklersiniz…Yanıtın olumlu olması için
ettiğiniz duaların haddi hesabı yoktur…Evet mi yoksa hayır
mı?..Bilemezsiniz…Arayamazsınız da…Sadece beklersiniz…Çok zordur bu bekleme anı…
En zoru da ölümü beklemektir…Ya kendiniz için ya da bir
yakınınız için…Yatağa mahkum haliniz, ölümü çağrıştırır ister istemez…Kendiniz
iseniz bu..Sevdiklerinizden ayrılma durağında bekliyor gibi hissedersiniz…Oysa,
yapacak daha o kadar çok işiniz vardır ki…Evlatlarınızın mürüvvetini
göremediğiniz için, torunları kucağınıza alamadığınız için, çocuklarınıza ve
eşinize doyamadığınız için ya da başka nedenlerle ölmek istemezsiniz…Ancak
organlarınız bir bir terk eder sizi…Ölümü beklersiniz ister istemez…Acılarınız
çoğaldıkça ölümü bir kurtuluş olarak görürsünüz…Yaşam kaliteniz düşer…Dünyanız
yatağınız ve yatağınızın bulunduğu oda büyüklüğündedir…Her şey
boştur…Pencereden dışarı bile bakmak istemezsiniz…Sevdiğinizin eli ellerinizde
ölümü beklersiniz…Bekleme ne kadar sürer bilemezsiniz…
Eğer bir yakınınızsa ölümü beklenen, üzülürsünüz onun
adına…Gün görmeden bu dünyadan göçüp gidecek, diye düşünür,
kahrolursunuz…Elinizden hiçbir şey gelmez…Mum gibi erir sevdiğiniz…Farklılaşır
yüz hatları…Kaybettiği kiloları geri getiremezsiniz…Bir zamanlar çok
beğendiğiniz, aşık olduğunuz kişi, size veda etmektedir…Gidişini
izlersiniz…Odanın dışında dökülür göz yaşları…Ona hep iyisin, çok iyisin
dersiniz…Oysa o da bilmektedir iyi olmadığını…Ölümü beklemektedir…Bugün mü
yoksa yarın mı?..Onun hesabını yapmaktadır…Bekleyiştir bu…Bekleyişlerin en
acısı…
Sevgili dostlar!..Beklediğiniz her ne ise, size mutluluk
versin, huzur versin, neşe versin…Beklediğinize değsin…
Asım ERDOĞAN
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum