Sen ansızın çıktın karşımaUnutmaya başlamışken / Vazgeçmişken sevmeyiBir bakışınla girdin yüreğimden içeri;İyi ki de geldin sevgili;Hoş geldin…
Daha önce nerelerdeydin diye sormayacağım sana,Belli ki meşguldün,Belki sen de beni arıyordun,Şimdi bulduk ya birbirimizi,Önemli değil gerisi…İyi ki de geldin sevgili ;Hoş geldin…Hoş geldin…
Mehpare ÖĞÜT20...
25 Eylül 2010
Mevlana gibi herkesi ve her şeyi kabul edebilecek ve bağışlayabilecek, hoş görebilecekseniz, Evren kadar geniş bir yüreğe sahip olursunuz.
Hatırlanması gereken şey ise insanın sevgi olduğu ve sevginin her şeyin çaresi olduğudur.
Bu konuda Mevlana şöyle der:Senin canının içinde bir can var, o canı ara!Senin dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara!Her şeyin ilacının sevgi olduğunu söylerken şöyle diyor: “Sevgiden bakırlar altın kesilir,dertler...
Pers imparatorunun başveziri Buzur Mehir tarafından,1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu,dünyanın en popüler oyunlarından biridir.
Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun, zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici.Senenin birliği olarak tavla bir tanedir.4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6'şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü,karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatini simgeler..
Eski...
Bir baba ile kızı dertleşiyorlarmış. Kız, hayatında çok sıkıntı yaşadığından söz etmiş ve bunlarla nasıl başedeceğini bilemediğini söylemiş babasına. Sorunlar ardı arkasına devam ediyormuş hayatında.
Babası kızını dinlemiş, dinlemiş ve 'gel, sana bir sey göstereceğim!' diye kızını mutfağa götürmüş. Baba ünlü bir aşçı imiş. Ocağa üç tane eşit büyüklükte kap koymuş, üçüne de eşit miktarda su koymuş ve üçünün de altını aynı miktarda yakmış. Ve birinci...
Garip bir çift olan Edward - İsabella Johnson beni evlât edindiklerinde henüz iki aylıkmışım. Bana karşı olan davranışları son derece sevgi ve şefkat doluydu. Bu nedenle, Lanchester, Minn.'daki çocukluk yıllarımı asla unutmayacağım. Evli ve iki çocuklu bir doktorun yanında çalışmak üzere Chicago'ya gittiğimde artık yetişkin bir kişiydim. Ekim, 1958'de yeni bir apartmana taşınıyorduk, işlerimin yoğunluğundan babamın 4 Ekim'deki doğum gününü...
.“Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğit...tir.“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.
“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.Okulu...
Sebepler sizin dışınızda değil. Temel neden içinizdedir ama siz her zaman dışarı bakarsınız, her zaman sorarsınız: Beni kim mutsuz ediyor? Benim kızgınlığımın sebebi kim? Ben kim hayata küstürüyor? Ve dışarı bakarsanız göremezsiniz. Sadece gözlerinizi kapayın ve her seferinde içe bakın. Tüm mutsuzluğunuzun, kızgınlığınızın, can sıkıntınızın kaynağı sizde, egonuzda gizli. Ve kaynağı bulursanız, onun ötesine geçmeniz kolaylaşacaktır. Eğer sizin başınıza...
Unutma! Yüreğinde bir ismin imzası var.Ve sen onu silemezsin, söküp atamazsın,
ne kadar uğraşsan da seninle beraber büyür içindeki sızı.İlk önce onu hissedersin başkasına dokunduğunda. .Unutma! Bir kere sevdin mi uzun uzun yanarsın. Sitemler öfkeler birikirken içinde, sen azalırsın.Dilinde küfür elinde kadeh, eksik... olmaz. Günler böyle geçer alışırsın.Unutma! Sabahlar artık gecikir. İster sağa dön ister sola, gözüne uyku değil gidenin hayali gelir.Kendini...
18 Eylül 2010
Kapının zili çaldı. Canım yana yana kalktım yataktan. Sırt adelelerim tutulmuş kımıldayamıyorum. Bilgisayarın klavyesine eğilsem boynumda bir kama, böğrümde bir hançer, midemden belime doğru kocaman bir kasatura...
Gelen ablam. Yardıma gelmiş. "Sana Gamaflex getirdim, sabah akşam iç, Ben-Gay getirdim, süriyim sırtına, bi bişiceklerin kalmaz. Voltaren mi getirseydim ki diye düşündüm ama bu iyidir. Görümcemin Amerika'dan getirdiği merhemden de bir...
Ne çıkar siz bizi anlamasanız daEvet, siz bizi anlamasanız da ne çıkarEh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.
Hiçbir şey ! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarındaYıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıylaDönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşıkMenekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklaraMor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler kururHer yandan güneşler kurur, sanki yaz günüyledirBir adam kayboluyordur bir taşra sıkıntısıyla Deriz ki,...
Eğer çocukluğundan beri kendini gerektiği gibi ifade edememiş, söylemek istediklerini söyleyip, yapmakistediklerini yapamamışsan, ifade bulamamış bu enerji boğazında takılıp kalır. Boğaz ifade merkezidir: oyalnızca bir şeyleri yutmaya değil, bir şeyleri ifade etmeye de yarar. Oysa birçok insan bu merkezi yalnızca bir şeyler yutmak içi...n kullanır. Bu onun işlevinin bir yarısıdır, diğer, daha önemli yarısı ise aç bırakılmış olur.
Birisini seviyorsan,...
Hayat bir matematik hesabından başka bir şey değildir aslında. Davranışta bulunurken sana neler getireceği ve senden neler alabileceği üzerinde düşünür de davranırsan daha az acı çekersin. "Keşke" diye bir şey yok. Sende olan aklın sana zaten bunun için verilmiştir. Yapacağın şeyin sonucunu düşünmelisin. İnsanlar eylemlerinde özgürdür....
Kendi davranışlarından bizzat kendisi sorumludur insan. Özgür iradesiyle karar verdiği bir davranışın sonuçlarına...
17 Eylül 2010
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte, Yani yürekte..
Meselâ bir barikatta dövüşerek, Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken, Meselâ denerken damarlarında bir serumu, Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin, Ama o bunun farkında değildir. Ayrılmak istemezsin dünyadan Ama o...
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ilegidermiş. Yine bir konferansagitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförüEinstein'a;
"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparkenben de arka sıralardaoturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz herşeyi kelimesikelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir tekliftebulunmuş:"Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiçtanımıyorlar... O haldebugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benimyerime...
Dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise.benim içimdeki ‘ben’, dostum, sessizlik içinde oturur, sonsuzluğa dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez.Ne söylediklerime inanmanı, ne de yaptıklarıma güvenme...ni isterim- çünkü sözlerim senin aklından geçenlerin dile getirilmesinden, yaptıklarımsa umutlarının eylemleştirilmesinden başka...