Bir kapı kaç kez çarpar ? Ne kadar sert kapattığına bakar.
Bir ekmekte kaç dilim var ? Ne kadar ince kestiğine bakar.
Bir günün içinde ne kadar iyi var ? Ne kadar iyi yaşadığına
bakar.
Bir dostun içinde ne kadar iyilik var ? Ne kadar verdiğine
bakar.
Shel Silverstein
...
KİTAPLARDAN İNCİLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KİTAPLARDAN İNCİLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Nisan 2013
11 Nisan 2013
Yaralar vardır, hayatta,
ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen,
kemiren yaralar.
Sâdık Hidâyet/ Kör Baykuş
...
20 Mart 2013
“Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin
getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye
çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama isteği
kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar,
sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya
da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü
ölüm...
23 Şubat 2013
"En fazla şeyi cevap veremediğimiz sorulardan öğreniriz. Bunlar bizi düşünmeye sevk eder. Bir insana tüm cevapları verirsen elde ettiği tek şey bazı hakikatler olur. Ama ona bir soru verirsen kendi cevaplarını kendi arar."
Patrick Rothfuss, Bilge Adamın Korkusu
Resim - 2011 Paul Kelley, oil on masonite panel, 18 x 14 inches
...
Mutluluk, çoktan vize vermeyi durdurmuş çok uzak bir ülkeydi
artık!
Aşk, hiç gidilemeyecek kadar uzak bir ülkeydi ki; orada 6
saat gündüz, 365 gün gece! Yine de kollarından tutup sürükleye sürükleye
getirirdim bu ülkeye güneşi duyunca bile senin ayak seslerini! Karanlık
durmadan arttırırken çaresizliğimin şiddetini, merhamet dilerdim senin zehirli
dilinden; kanserli bir hasta gibi!
Rahmi Vidinlioğlu,
Aşk ve A...
21 Şubat 2013
Bilgelerle kadınlar birbirine çok benzerler. Her ikisi de
kalpleriyle hisseder, akıllarına danışmadan iş yapmazlar. Bu yüzden bilgeler
biraz kadın gibidirler. Hem her şeyden çabuk etkilenirler, hem de neyin
olacağını çok önceden kestirebilirler.
Ali AYÇİL - Sur Kenti Hikayele...
Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok
önemlidir. Onları serbest bırakmak.
Gevşek olanı kesmek…
İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını
anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri
almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki
olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla.
Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için...
17 Şubat 2013
Her neyse, hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan
çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta
-yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında
durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye
gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları
yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında
çocukları yakalayan biri...
"Seçilmiş yalnızlıktan daha kötüdür seçilmemiş
yalnızlık..
gördüğü nesneleri paylaşacak kimsesi olmayınca insan resmini
çekermiş..."
Hümeyra Turan - Pudra Koku...
08 Eylül 2012
Neden bir ânın , geçmişteki bir çok âna benzer bir ânın seni birden mutlu ettiğini , bir tanrı gibi mutlu ettiğini sordun mu kendine hiç ? Zeytin ağacına bakarsın , yıllarca her gün gelip geçtiğin yoldaki zeytin ağacına ve gün gelir , bıkkınlık bırakır seni ve yaşlı ağacın gövdesini bakışınla okşarsın , sanki yeniden kavuştuğun ve yüreğinin beklediği tek sözü söyleyen bir dostmuşçasına. Başka zamanlar, yoldan geçen herhangi bir kimsenin bakışıdır....
“Aynaya bakıp kendini tanıyamamak, insanın kendi anılarını bir başkası yaşamış gibi anlatması, dünyanın kendisi dahil üzerindeki hiçbir şeye kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak ve zihnin bedenden binlerce kilometre uzakta olması o kadar korkunç ki!”
İz, Canan Tan
...
03 Ekim 2011
"Bütün tanışmalardan, başlangıç ve bitişlerden, sevecenlik, aşağılanma, ayrılık ya da gidiş dönüşlerden, büyük bunalımlar ve şaşkın, yaralı dolaşmalardan sonra bir gün acı çekmekten bıkmış olduğumu düşünüp düz bir çizgiyi özledim. Düz. Dümdüz. Yatağında uslu bir su gibi akmaya özendim"İçimden Kuşlar Göçüyor - İnci ARA...
10 Kasım 2010
Elmacık kemiklerinde gezinirken bir dağ lalesi,incecik bıyıklarınınüzerinden geçerken bir demet kiraz çiçeği,gül yağıyla ovalarkensakalını bir sümbül çelengi.siyah,simsiyah saçlarının gecesine düşerkenYusuf'un elleri, bir nar çiçeğiBir nar çiçeğini ezebilir mi benim Yusuf'umYusuf'un elleri yoksa ben de yokum
(NAZAN BEKİROĞLU'NUN ANLATIMIY...
03 Ekim 2010
Sevgililer;Şimdi birleşmenin, bir olmanın, birbiri ile anlaşmayı öğrenmenin, birbirini anlamanın, tanımanın vaktidir. Bu da öyle kendi kendine oluvermez. Bu size bağlıdır, birbirinizi o kadar çok sevmelisiniz ki, iç aleminizde neler olup bittiğini ve zahiri olanın altında, gerçekten mühim olanı bulmayı ve anlamayı gerçekten isteyesiniz.
Sizi birleştiren işler ve bütün şeyler üzerinde konsantre olmayı ayrılığa ve ahenksizliğe yol açan her şeyden...
Size bilmecelerle konuştuğumu mu düşünüyorsunuz?
İnsanların gelenekleri, onların varlıklarından, her halkası bir bilmece olan bir zincir yaratmışken, eğer bilmeceler olmasaydı, acaba ben sizlere ne ile konuşabilirdim? Evet, bir bilmecedir yaşamla ölümün birbirinden ayrılması; gündüzün geceyle, uyanıklığın uykuyla, çiçeğin meyveyle ve şebnem tanesinin denizde yüzen buz kütlesiyle yakınlığı kadar yakındır birbirlerine oysa…
Bir bilmecedir yerin...
25 Eylül 2010
Sebepler sizin dışınızda değil. Temel neden içinizdedir ama siz her zaman dışarı bakarsınız, her zaman sorarsınız: Beni kim mutsuz ediyor? Benim kızgınlığımın sebebi kim? Ben kim hayata küstürüyor? Ve dışarı bakarsanız göremezsiniz. Sadece gözlerinizi kapayın ve her seferinde içe bakın. Tüm mutsuzluğunuzun, kızgınlığınızın, can sıkıntınızın kaynağı sizde, egonuzda gizli. Ve kaynağı bulursanız, onun ötesine geçmeniz kolaylaşacaktır. Eğer sizin başınıza...
18 Eylül 2010
Eğer çocukluğundan beri kendini gerektiği gibi ifade edememiş, söylemek istediklerini söyleyip, yapmakistediklerini yapamamışsan, ifade bulamamış bu enerji boğazında takılıp kalır. Boğaz ifade merkezidir: oyalnızca bir şeyleri yutmaya değil, bir şeyleri ifade etmeye de yarar. Oysa birçok insan bu merkezi yalnızca bir şeyler yutmak içi...n kullanır. Bu onun işlevinin bir yarısıdır, diğer, daha önemli yarısı ise aç bırakılmış olur.
Birisini seviyorsan,...
17 Eylül 2010
"Yaşamın bir yılının ne olduğunu mu merak ediyorsun: Bu soruyu yılsonu sınavında başarısız olmuş bir öğrenciye sor.Yaşamın bir ayı: Bu konuda erken doğum yapmış,bebeğini sağ salim kollarına almak için kuvözden çıkmasını bekleyen bir anneyle konuş. Bir hafta: Ailesine bakmak için bir fabrikada ya da maden ocağında çalışan bir adama sor. Bir gün: Kavuşacakları günden başka bir şey düşünemez olmuş aşıklara sor. Bir saat: Asansörde mahsur kalmış bir...
24 Ağustos 2010
“Kendini sev” dediğimde bu hiç içlerine dönmemiş kişilere yöneliktir. Çünkü onlar yalnızca ikiliğin dilinden anlarlar. Kendini sev, kendini seven ve sevilen diye ikiye böl demektir. Bunu düşünmemiş olabilirsin ama içine döndüğünde kendini sevmezsin, sevgi sen olursun.
Sevgi denen enerji sen olursun.
Sevgiyle dolarsın, sevgi yayarsın.
Sevgi senin yaydığın koku olur.
İçinde ismin yok, egon yok. İçinde saf var, varoluştan ibaretsin ve o saf varoluşun...
18 Ağustos 2010
Günlük yaşam içinde problemlerimiz çoğalmaya mahkûmdur. Kaçınılmaz şekilde yüzleşmek zorunda kaldığımız problemlerimiz; yaşlılık, hastalık ve ölümdür. Bunları göz ardı etmek ya da onlar hakkında düşünmemeye çalışmak geçici bir süre rahatlama getirebilir belki; ama bana kalırsa daha doğru bir yaklaşım mevcut. Eğer acın ve kederinle doğrudan doğruya yüzleşirsen, problemin derinliği ve niteliği hakkında daha gerçekçi bir anlayışa sahip olursun. Diyelim...