DOYMADIM, DOYAMADIM…




İkinci dörtlüğü: “Doymadım,doyamadım sevmelere seni ben / Kimseyi koyamadım yerine yeniden / Saymadım, sayamadım sensiz geçen yılları / Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem…” olan, Sezen Aksu’nun sevilen ve hiç unutulmayan şarkısını hepimiz biliriz ve söyleriz…Duygu yoğunluğu bir hayli fazla olan etkileyici bir şarkıdır, sitem…Bir Sezen Aksu klasiğidir… Doğa güzelliklerine, sevdiklerimize, dostlarımıza, eşimize, çocuklarımıza, kedimize, köpeğimize doyamıyoruz, bu bir gerçek…Sevgiye doyamıyoruz, gezmeye doyamıyoruz, öpmeye, koklamaya doyamıyoruz…Hayat öyle güzel ki yaşamaya doyamıyoruz…

Arabesk anlayıştaki, “Batsın bu dünya!”, “Allah’ım bu dünyaya ben ne geldim!” isyanlarına hep karşı çıkmışımdır…Bu dünyaya gelmenin bir şans olduğunu, acılara, sıkıntılara ve sorunlara rağmen kısaca her şeye rağmen yaşamanın, nefes alıp vermenin güzel olduğunu kabul edenlerdenim…Yaşamak güzel!..Bakın şöyle bir etrafınıza, görün bütün güzellikleri…Güneşin içimizi ısıtan ışınlarını, denizin kıyıya vuran ve sahili okşayan dalgalarını, renk renk açmış saksı çiçeklerini, kayanın içinde, bulduğu küçücük toprak parçasında çiçek açan kır çiçeğini, şarkı söyler gibi ahenkle öterek daldan dala konan çeşit çeşit kuşları, evinizin bir köşesinde kıvrılıp uyuyan kedinizi, kuyruk sallayarak beni gezdir diye gözünüzün içine bakan köpeğinizi, gülen gözleriyle size koşan çocuklarınızı, günaydın diyerek sabah öpücüğü konduruveren sevgili eşinizi, sıcacık yuvanızı görün…Yaşamak ne güzel diye haykırın!..

Yaşamak güzel!..Sevmek, sevilmek güzel!..”Bu niye olmadı?” “Şu niye bana bunu söyledi?” “Onlar neden beni istemedi?” “Niye bana sormadı?” gibi bizi rahatsız eden soruları, arka arkaya sıralamayın….Bu sorulara bir başladınız mı yaşamınızın karardığını, yaşama sevincinize sekte vurulduğunu, suratınızın asıldığını siz de biliyorsunuz…O halde bu afra tafra niye?..Oysa, her şeyi olduğu gibi kabullenmek gerekir…Arkadaşınızın, dostunuzun, eşinizin huyunu değiştirmeye kalkmayın!..Hem çok yorulursunuz hem de olumlu sonuç alamazsınız…Çünkü, herkes kendi yaptığının doğru olduğuna inanır…Kendini beğenmeyen kim var Allah aşkına?..Birbirine kırgın insanları dinleyiniz…İki taraf da karşı tarafın haksız olduğunu, kendine göre haklı nedenlerle size sıralayacaktır…Hiç kimse, ben haksızım, arkadaşıma karşı haksızlık ettim, demez…Ahh diyebilse keşke, özür de dileyebilse, ne kadar iyi olur; ama dileyemez…Üzüldüğünüzle kalırsınız…Siz olduğunuz gibi görünün, herkesi de olduğu gibi kabul edin, lütfen!..

Yeni doğan güneşin ilk ışıklarına bayılırım…Otelin ya da kaldığınız bir evin balkonundan karanlığı yırtarcasına çıkan bu muhteşem doğuş, yeni günün de müjdecisidir adeta…Bir bardak çay eşliğinde, doğanın sessizliğinde olağanüstü kızıllığı izlemek ne güzeldir…Doymadım, doyamadım ben bu ilk ışıklara…Güneşin batışındaki hüzün de öyle gizemlidir ki…Yerini yavaş yavaş karanlığa bırakırken, yüreğinizde hissedersiniz, terk edilmişliği…Ama olsun!..Ben yine de doymadım, doyamadım güneşin batışını izlemeye…Tekne gezilerine hayranım…Güzel bir koyda tertemiz denizde yüzmek ne harika bir duygudur…Doymadım dostlar, doyamadım pırıl pırıl denizde yüzmeye…Sahilde bir akşam yemeği…Masa donatılmış…Sevdiklerinizle berabersiniz…Dilinizde Türk Sanat Müziği şarkıları…Doyamadım yemek eşliğinde şarkılar söylemeye, inanın doyamadım…Akşam ışıklarında, sahilde sevdiğimle el ele yürümeye doyamadım…

Şırıl şırıl akan dereleri, gürül gürül akan şelaleleri izlemeye doyamadım…Orman içi yürüyüşlere, sevdalara, aşkın kavuran ateşine, şiirlere, türkülere, okumaya, öğrenmeye, öğretmeye, sorgulamaya, eleştirmeye, düşünmeye, direnmeye, isyan etmeye, doyamadım…Ülkemin güzel insanlarına, öğrencilerime, dostlarıma, arkadaşlarıma doyamadım…

Sevgili eşime, canımın en hayati parçası kızıma, anneme, babama, kardeşime, tüm yakınlarıma doyamadım…Yaşamayı seviyorum…Ölüm gelene kadar bu doymazlık sürecek…Nefes aldığım sürece sürecek…

Doymadım, doyamadım sevmelere ben…


Asım ERDOĞAN



0 Comments: