... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster








Sevgili arkadaşımız ve değerli büyüğüm Sevgili Laguer (http://laguer90.blogspot.com/) Fotoğraf Sergisi adlı bloğunda beni mimlemiş. Mim konusu da oldukça güzel… Ben de hep merak etmişimdir acaba diğer dostlarımızın masaüstleri nasıldır diye. Ben de naçizane kendi kullandığım masaüstümü sizlerle paylaşıyorum ve aşağıda isimlerini yazdığım arkadaşlarımı Mim’liyorum ve de sabırsızlıkla bekliyorum.

http://www.ikikelam.blogspot.com
http://www.bebuc.blogspot.com
http://yasaminkiyisindan.blogcu.com
http://kiana.blogcu.com

Yalnız arkadaşlarımdan özür diliyorum sadece ilk bloğun sahibi Yasemin hanımın ismini biliyorum. Diğer arkadaşlarımın isimlerini bilmediğim için kusura bakmasınlar. Bu nedenle blog adlarını vermeyi uygun gördüm. Yanlış anlaşılmasın lütfen…







Sevgilerimle,,,





Takvimlerimizden kopartıp atacağımız son yaprak, acısı / tatlısıyla geçirdiğimiz 365 günün sonuncusu geldi çattı işte.

Geriye dönüp şöyle bir baktığımızda, neler yaşadık, neler geçirdik diye; kimi zaman ağladık, kimi zaman güldük, ama hep ümit ettik gelecek güzel günler için ve önce sağlık dedik, ardından sevgi diledik ve hep sevdiklerimiz sevenlerimiz yanımızda olsun istedik.
Elbette hayatımız sadece tek bir 365 günle sınırlı değil ve Allah nasip ederse daha nice 365 günler var ömrümüzde. Ama, hani o gece yarısı saatin 12’yi vuracağı an, ister istemez duygulanıyor insan ve gözlerimizin önünden geçiyor bir film şeridi gibi tüm yaşadıklarımız ve bir hüzün kaplıyor yüreklerimizi sanki geride bırakmışçasına her şeyi…
Şöyle bir düşündüğümüzde 365 gün dile kolay ama , neler yaşadık acısı tatlısıyla. Kimimiz çok sevdiği bir yakınını kaybederken, kimimizin ailesine de yeni bireyler katıldı, yeni birliktelikler, yeni yaşamlar…Bazen istediklerimiz olmadı, bazen de hiç olmayacak dediğimiz şeyler oldu hayatımızda ve kimi ağladık, kimi güldük getirdik sonunda senenin sonunu…
Uzun lafın kısası yeni bir yıla merhaba demenin mutluluğu ve heyecanıyla, öncelikle kendi adıma teşekkür ediyorum her birinize ayrı ayrı yüreğimden gelen sıcaklıkla. Beni yalnız bırakmadığınız, mesajlarınızla desteklediğiniz ve beni yazmak adına daha da yüreklendirdiğiniz için.

Yeni dostluklar ve paylaşımlar adına sonsuz teşekkürler benden size ve eğer ki, bilerek bilmeyerek kırdıklarım olduysa aranızda bu nedenle de af diliyorum kırdığım yüreklerden…

Ve son olarak sizlere ve tüm sevdiklerinize sağlıklı, mutlu, huzurlu, birlik ve beraberliğinizin daim olduğu, yüreğinizdeki sevginin kat kat artarak etrafa sevgi melodilerini yayacağınız çok güzel bir sene geçirmeniz dileklerimle,,,

Mutlu, Umutlu Seneler Siz Sevdiklerime…

Mehpare ÖĞÜT

Son günlerde yine bazı çevreler tarafından hortlatılan “Ermeni Soykırımı” iddiaları, hepinizin de bildiği üzere yine sözüm ona bu ülkenin aydınıyız diyen kesimleri tarafından desteklenmekte ve bir de bunun için özür dileme kampanyası başlatılmış bulunmaktadır. Bir insan ülkesinin tarihi hakkında ne kadar az şey bilir ise, o kadar çok yanılır. Kaldı ki, bu ülkede hiçbir zaman ne ermeni, ne de kürt soykırımları yapılmıştır. Burası bizim ülkemiz ve bu ülkenin geçmişi diğer ülkeler gibi üç beş günlük değildir. Tarihte bir yolculuk yapsaydınız bugün bu özür dileme kampanyasına imzanızı atmaz ve ne kadar da küçüldüğünüzü anlardınız. Siz kimsiniz ve kimden ne için özür diliyorsunuz. Siz bu ülkenin sınırları içerisinde yaşayan, bu ülkenin vatandaşı olup, pembe ve mavi kimliklere sahip olan, bu ülkenin okullarında okuyan, adam olan ve yine bu ülkenin bir bireyi olarak laik ve demokratik bir ortamda ağzınıza geleni kulağınız duymadan söyleyen zavallılar. Belki yaşım sizden küçük olabilir ve belki sizin kadar siyasete aklım da ermeyebilir ama, bildiğim bir gerçek var ki, benim atalarım ve onların ataları ve daha öncekiler bu topraklarda doğdular, bu topraklarda yaşadılar ve yine bu topraklar üzerinde yaşama veda ettiler. Ama sanırım siz bu ülkenin şartlarından memnun değilsiniz ve yine siz kendinizi çok aydın görenler olarak belki de bir Orhan PAMUK olma hevesinde de olabilirsiniz ama şunu asla unutmayın ! Hiçbir ülke asla ve asla çıkarı olmadan size kucak açmaz ve kucak açanlar sizlerle işleri bittikten sonra kapının önüne koyduklarında gidecek yeriniz olmadığında nereye gideceksiniz. Belki sığınma hakkı talep edeceksiniz kim bilir. Orası sizin sorununuz. Unutmayın ki, bu ülke şanlı ve şerefli bir geçmişe sahiptir ve bunu kirletmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Çünkü bu ülke üç günlük müteahhitlerin yaptığı çürük binalara benzemez. Çünkü bu ülkenin temeli sağlamdır. Bu ülke Atatürk’ün kurduğu yıkılmaz temeller üzerindedir. Ve yine unutmayın ki bu ülkenin gerçek sevenleri bir araya gelip her türlü haksız eleştirilere karşı kendisini ve ülkesini korumasını bilir. Bizler “NE MUTLU TÜRK’ÜM” demekten asla yılmayacağız ve bu ülkede doğduğumuz için kendimizi her an şanslı sayacağız ve asla sözde ermeni soykırımı için kimseden özür dilemeyeceğiz, bu da böyle biline….

Bu arada Ermeni tarihçiler bile kendi kökenleri hakkında gerçek bir bilginin olmadığını söylerken siz çıkmış bu ülkede 20.000 Ermeni’nin katledildiğinden kolaylıkla bahsedebiliyorsunuz. Ve bu ülkede hala özgürce yaşamakta olan Ermeni asıllı vatandaşlarımız var. Neden onlar çıkıp da böyle bir soykırımı gündeme getirmiyorlar da siz getiriyorsunuz. Amacınız ne. Bu sırnaşıklık kime. Kimden ne gibi bir çıkarınız var. Biz her şeyi biliyor,görüyoruz ama susmayacağız.

Bu nedenle size vermek istediğim bir adres var. Bilenler bilir ama bilmeyenler, bilip de daha önce hiç uğramamış olanlar var ise lütfen bu adrese uğrayın ve lütfen dikkatlice okuyun. Hafızalarınızı tazeleyin …

Son olarak geçen sene 12 puanla Eurovision’a oy veren ülkemizdeki bazı yalakalar bu sene Türkler ve Köpekler giremez şarkısıyla bizi kötü olarak lanse edecek ve hakaret edecek olan grupla ilgili olarak ne düşünüyorlar çok merak ediyorum doğrusu…


FORSNET
http://www.ermenisorunu.gen.tr

THE ARMANIAN FILE
http://genocide.blogcu.com

http://www.mikrotem.blogspot.com sahibi arkadaşım tarafından sobelenmiş bulunmaktayım. Sorular hoşuma gitti ve büyük bir keyif ve samimiyetle cevap vermeye çalıştım. Kendisine teşekkür ediyorum ve ben de aşağıdaki arkadaşlarımı sobeliyorum. Hadi bakalım sıra siz de ! Cevaplarınızı bekliyoruz…


1-Yaşam Felsefeniz ?

Dünü unut, bugüne bak, yarının için umut et…

2-İnsan ?

Mucizevi

3-Hayatta Olmazsa Olmaz Dediğin 3 Şey ?

Ailem, Sağlık ve Aşk

4-Mutluluk Size Neyi İfade Ediyor ?

Mutluluk, küçük şeylerden keyif alabilmektir.

5-Yalana Karşı Verdiğiniz Tepki Ne Olur ?

Pembe yalanları hangimiz söylemiyoruz. Ancak gerçekten gerçek bir yalan varsa eğer o zaman karşımdaki insandan hemen soğurum. Asla şans vermem. İçimde ona karşı ilk hissettiğim duygular asla eskisi gibi olmaz. Mesafe koyarım ve bu mesafe zamanla artar.

6-Gözler ?

Türkan ŞORAY

7-Güzellik ?

Gelip geçicidir.

8-Sevgi ve Aşkın Tanımı ?

Sevgi, sevdiğinle varolmaktır, onunla yaşlanmaktır. Aşk ise, havada uçan ve sonra patlayan bir balondan farksız bir olaydır.

9-Hangi Tür Müzik ve Neden ?

Nostaljik müzikleri daha çok dinlemeyi seviyorum. Çünkü günümüz müzikleri kulağıma zarar veriyor. Bunun yanı sıra dinlendirici olduğunu düşündüğüm new age, tsm, klasik ve hafif müzik dinliyorum.

10-Değiştirme Şansınız Olsaydı Değiştirmeyi İstediğiniz 3 Şey ?

Sağlık , Ekonomik ve Kültürel Sorunları

11-Dostluk ?

Herkesi dost olarak kabul edemem. Dostum olacak kişiyi özenle seçerim. Sayıları az ama özü sözü bir olan ancak benim dostum olabilir. Gerçek dost kara günde belli olur. Kötü günümde yanımda olmayan insanın, iyi günümde yeri yoktur…

12-Bilgisayar ?

İnternet ve Bloğum

13-Sizi İfade Ettiğini Düşündüğünüz Bir Resmi Yayınlar mısınız ?

Benim sobelediğim arkadaşlarım ...

Sizlere kolay gelsin arkadaşlar. Yanıtlarınızı büyük bir merakla bekliyor olacağım.

Tüm dostlarıma ve bloğumu ziyarete gelenlere teşekkürler ediyor, sevgiler yolluyorum.

Herşey gönlünüzce olsun...


Sevgili http://gulumasli.blogcu.com bloğunun sahibi değerli arkadaşım sobelemiş beni. Ara ara böyle oyunlardan hoşlandığımı söyleyebilirim. En azından birbirimiz hakkında, ufak tefek bilgilere de sahip olabiliyoruz böylelikle…

Bu sefer ki sobe konusu “ Evde Nefret Ettiğimiz İşler ”…

Aslına bakarsanız çalışan bir insan olarak pek fazla işlere dokunduğumu söyleyemem. Allah razı olsun ki sevgili annem benim yerime ilgileniyor. Ama içimden geldiği zamanda saatler sürse de, yaparım. Benim en nefret ettiğim işler daha doğrusu yapmaktan zevk almadığım işler desem daha yerinde olur, sıralamam gerekirse ;


Ütü…
Saatlerce ütü masasının önünde ter dökmek bana göre değil. Bunun başka kolay bir yolunu bulmak gerek diye düşünüyorum.


Badana… Bazen insan dışardan birisine değil de kendi yapmak istiyor evinin badanasını. Ama ben ne hikmetse, başlayıp da bitiremeyenlerdenim. Ne yapayım sıkılıyorum.





Halı Yıkamak/Silmek… Sadece iki günüm var dinlenmek için ve hiç uğraşamam. Bir o kadar su, bir o kadar deterjan ve bunlardan da geçtim hadi. Kollarıma yazık değil mi ! Ne güne duruyor fabrikalar, gönder gitsin.



Perde Takmak…
Perdeleri indirmek çok kolay, çekiyorsunuz geliyor. Atıyorsunuz makinaya yıkıyor. Ama iş takmaya geldi mi, işte o bana göre değil. Kollarım ağrıyor benim.

Bunun dışında sevmediğim, nefret ettiğim hiçbir şey yok. Ev temizliğini çok severim ama, temizlemek için de içimde fazlasıyla bir istek olması lazım. Eğer o istek varsa sabah kalkarım akşama kadar kapı, pencere, cam, yer her ne varsa temizlerim, silerim. Ama diğer işler harbiden bana göre değil. Hayatta yapmaktan en nefret ettiğim işler yukarıdakiler. Onun dışında hiçbir şikayetim yoktur diğer işlere karşı….

Şimdi de sıra bende. Kimleri sobelesek bakalım, kimleri…

fatmacalezzetler.blogcu.com
gonlumdentatlar.blogspot.com
hercaı58.blogcu.com
ilkayinmekani.blogcu.com
laguer90.blogspot.com


Bakalım bu arkadaşlarımız nelerden yani hangi ev işlerinden nefret ediyorlarmış hep birlikte göreceğiz…

Selamlar ve sevgiler yolluyorum sizlere…