Her gelen bayram ile birlikte
anacağımız ne kadar çok şey; aradığımız ne çok insan oluyor. Ne garip öyle
değil mi ? Aslında garip olan bir şey yok… Kaybettiğimiz her insan bir anıya
dönüşüyor, özleniyor, gelmeyeceğini bile bile bekleniyor. Küçüklüğümüzde çok da
idrak edemediğimiz bayram coşkusu sadece alınan bayramlık elbise, ayakkabı ve
toplanan harçlıklarla sınırlıyken ilerleyen yaşlarda ne alınan bir elbisenin ne
de bir ayakkabının geride bıraktığımız hiçbir anıdan daha önemli olmadığını
gösteriyor bizlere… Kimilerine göre bayram tüm coşkusuyla yaşanmaya devam
ederken kimileri de bayram gelmiş neyime deyip dertleniyor ve yalnızlığının
verdiği acının sesiyle kederleniyor iyice. Bayram gelmiş neyime babam gitmiş
bir kere… Babam gittiğinden beri geçirdiğimiz hiçbir bayram tat vermiyor bana.
Mümkünse kendimi eve kapatmak, kimsenin de gelmesini istememek gibi bir ruh
haline bürünmüş vaziyette geçip gitsin istiyorum bu bayramda sessizce. Oysa ki üç
sene öncesine kadar ne kadar da keyifliydi bayramlar, ne kadar da mutluluk
verici. Sabahın körlük vaktinde annemin bizi kaldırıp ev işini yaptırması,
kardeşimin yataktan kalkmamak için verdiği mücadele ve babamın bizim
tarafımızdan elini öpmek için beklemesi, annemin mutfaktaki telaşı… güzel
şeylerdi velhasıl yine de güzel olabilir ama bir eksik varken arada öncekiler
kadar değil.
Mutfaktan gelen taze çayın kokusu birdenbire çocukluğumda
memlekette geçirdiğimiz bayramlara götürdü beni. Anneannemin iki katlı bahçe
içindeki evinde, kuzinenin üstünde demlenmiş taze çayın kokusu… Sıcak, huzurlu,
sevgi dolu bayramlardı her biride. Hey gidi günler dedirten cinsten hem de.
Teyzemler, dayımlar, biz ve bir de anneannem. Toplamda bir evin içinde 17
kişi.Sabah ezanı ile uyanmalar, biz çocukları yataklarından kaldırıp başka bir
odaya almalar, herkesin evde iş paylaşımı yapması , anneannemin mutfakta
hazırlanmaları… biten işin ardından “haydi uyanın çocuklar, kalkın, kahvaltı
hazır” sesleri, yüzümüze vuran güneş, evin şeker mi şeker kedileri… Bahçedeki
köpeğimiz. Ve tam kahvaltıya başlanacakken konu komşunun birer ikişer
bayramlaşmak için gelme fasılları... kapı kapı dolaşıp şeker ve harçlık kapmaya çalışan
çocuklar… Ardından fırsat bulup cümbür cemaat yapılan ev ziyaretleri… Şimdi hepsi de
birer anı olarak yaşıyor yüreğimde ve ömrümce silinmeyecek hiçbir şekilde. O
günlere duyulan özlem, o sıcaklık, o huzur, o sevgi dolu ev… mazide kalan hoş
bir seda gibi her geçen gün tazelenerek devam edecek anılarımla birlikte. Ama
yine de kalanlarla birlikte mutluluğu yakalamak ve bugünlere sağlıklı bir
şekilde ulaştığımız için Yaradan’a şükretmek, hiçbir anısı olmayanı bile
düşünerek kendi adımıza mutlu olmamızı sağlıyor en nihayetinde. Ve bayramlara
en büyük anlam katan mezar ziyaretleri, okunacak olan Yasin’ler, Tebareke’ler,
Amme’ler ve daha nice dualar ise bayramları bayram yapan en büyük özellik değil
mi sizce de Bir yerde okumuştum.
Kaybettiğimiz yakınlarımız bizler hakkında belli bir dereceye kadar çoğu şeyden
haberdar edilirlermiş ve kaldı ki onlarda bizim gelmemizi beklerlermiş. Ayak
sesimizden kim olduğumuzu tanırlar ve ayrılış sırasında da gidiyorlar diye
hüzünlenirlermiş. Bunların hepsi elbette Yüce Yaradan’ın takdiri.
Onlar bile
başka bir boyutta bizlerin ziyaretini beklerken ya yaşayan yakınlarımız, bir
yerde unuttuklarımız, onlar beklemezler mi bizleri ! Bu kadar mı sıkıldık
onlardan, bu kadar mı ağır geldi bize yükleri! Hiç kimsenin bu konuda
bahanesine kılıf uydurmasına gerek yok aslında. Çünkü hiçbir bahane haklı
kılmayacaktır bizi. Cebimizdeki paraya güvenip onları bir yerlere bırakıyoruz
ya her şeyi hallettik sanıp övünüyoruz kendimizle bir de. Ama hiç düşünmüyoruz şunu !
Biz onları bırakırken o yurtlara, barınma evlerine onlar bıraktı mı bizleri bir köşeye !
Ve arada sırada bir bayram hatırlayıp da eşe dosta ayıp olmasın diye gidilir ya bir de ziyarete… Neyse. Evet bu bayram doluyum. Çünkü duydukça bu tarz olayları iyice
üzülüyor, kederleniyorum. Bu tarz insanların nasıl bir vicdan taşıdığını
anlamak da zorlanıyorum inanın ve sonrasında, sonrasını boş verin işte. Diyecek
çok şey var ama bugün bayram erken kalkmamız lazım çocuklar… Giyelim en güzel
giysilerimizi, gidelim ziyarete tüm sevdiklerimize…
Mutlu, umutlu, sevgi dolu bir
bayram geçirmen dileğiyle TÜRKİYE’m !
Olduğunca / Olabildiğince…
Mehpare ÖĞÜT
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum