İnsanın içindeki yalnızlığını
başka birinin yalnızlığı ile paylaşmak istemesi kadar doğal ne olabilirdi ki !
Gördüğüm gördüğün olsun, dokunduğum dokunduğun ve öptüğün dudaklarım. Bir tek,
bir tek kalbim var sana verebileceğim. Bir de tutman için sana doğru uzanan
ellerim.
Geç kalınmış bir birliktelik
belki de bizimkisi. Yıllar içerisinde acıları yoğurduğumuz, hüzünlerde
boğulduğumuz, mutluluğun adını bile unuttuğumuz. Unuttuğumuz diyorum, sahi biz en son ne zaman mutlu olmuştuk. Ne zaman ağız dolusu gülmüş ve ne zaman bir “ohh”
çekmiştik. Çok gerilerde kalmıştı
muhtemelen ve o gün bugün değin yalnızlığımızla birleştirip ruhumuzu, amaçsızca
dolaşıp durmadık mı yeryüzünde.
Hep bir arayış içerisinde, hep
bir sorgulayışın peşindeydik bunca zamandır. Peki ne geçti elimize. Koca bir
hiç değil mi! Oysa, onca arayış içerisinde beklentilerimizi karşılayacak bir
şeyler olmalıydı bu hayatta! Olmalıydı ama olmadı. Üzüldük, kahrolduk ya
sonra, ne geçti elimize! Hiçbir şey.
Demek ki bunca üzülmeye, bunca düşünmeye
değmezmiş yaşadıklarımız. Olsun varsın. Bunların hepsi de bizim için bir
deneyimdi. Deneyim olmadan yaşamı öğrenmek ise mümkün değildi. Çünkü yaşam deneyimler
sonucu oluşuyordu ve her deneyim, kişiliğimizi geliştirmek ve ruhumuzu
yüceltmek adına önemliydi, gerekliydi… Ve işte şimdi, tam da olmak istediğimiz
gibi, ait olduğumuz yerdeyiz.
Sen Ben’de Ben Sen’deyim… Var
mı ötesi…
Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
2017 “Sana Dair Karalamalarım”
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum