Bir gün Yusuf Peygamber’i merhameti yüksek bir çocukluk
arkadaşı ziyarete geldi. Yusuf’a kardeşlerinin yaptıklarını, onların
kıskançlıklarını hatırlattı. Bunun üzerine Yusuf,
‘o kıskançlık bir zincirdi, biz ise aslandık. Zincire
vurulmak aslanı utandırmaz’ dedi.
Dostu ona kuyudaki halini sordu. Yusuf,
‘Ay görünmez olduğunda nasıl olursa, ben de kuyuda
öyledim. Ay görünmez olur, sonra tekrar çıkar gökyüzünde. Buğdayı toprağın
altına atarlar, sonra onu başak olarak biçerler. Sonra değirmende öğütürler ama
bu kez ekmek olur, cana can katar.’
Yusuf yaşadıklarını anlattıktan sonra dostuna dönüp,
‘Söyle, bana nasıl bir hediye getirdin? Dost ziyaretine
eli boş gidilmez!’ diye sordu.
Allah mahşer günü kullarının ne hediye getirdiklerini
bilmek ister. 'Yoksa buraya dönmeyi beklemiyor muydunuz?’ diye sorar.
Dostu dedi ki Yusuf’a,
‘Sana getirmek için düşündüklerimin hiç birisini sana
layık bulmadım.
Senin güzelliğinin benzeri yoktur. O yüzden sana bir ayna
getirip hediye etmeyi uygun buldum.’
Aynasını sundu. Varlığın aynası yokluktur.
Mevlana
Mesnevisi’nden
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum