Mehpare ÖĞÜT
ŞENGÜLKasım 2025
Görmüşlüğüm olup da görmezlikten geldiğim insanlar var bu dünyada... Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
Bazen bir film sahnesinde takılır kalır aklım, bazen de geçtiğim yollarda...
Geçmişi çizmem, çizemem asla,
Hatırı kalır anılarda,
Belki de varamadığım yarınlarda...
Hüzünlü bir melodi gibi söylenir dururum
Eskidendi çok eskiden
Şimdi değiştim neden diye sorma.
Gözlerimde eski
sokaklar,
Adımlarımda unuttuğum şarkılar.
Bir tebessüm
takılır dudağıma,
Çünkü hep bir eksik, hep bir yarım var.
Bir yağmur vurur camıma,
Yıkar gider her şeyi
Düşüncelerim silinir
Düşen yaprak misali...
Gözlerimde eski
sokaklar,
Adımlarımda unuttuğum şarkılar.
Bir tebessüm
takılır dudağıma,
Çünkü hep bir eksik, hep bir yarım var.
Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
KASIM 2025
Bazı dostluklar vardır, sessizce başlar. Büyük sözler, uzun tanışıklıklar gerekmez; bir bakış, bir kelime, belki de aynı anda aynı şeye gülmek yeterlidir. Hayatın telaşında, insan kalabalıkları arasında o sükûneti bulduğun biri olur. Ve anlarsın, bazı bağlar kelimelerden değil, kalpten kurulur.
Zaman geçer, herkes bir yerlere savrulur. Araya şehirler, işler, mevsimler girer. Ama bazı dostluklar, hiçbir mesafeden etkilenmez. Aylarca konuşmasan da, yeniden bir araya geldiğinde, sanki dün ayrılmışsınız gibi devam eder her şey. Çünkü dostluk, süreklilikte değil; samimiyette yaşar.
Gerçek dostlar, hayatın sessiz tanıkları gibidir. En parlak günlerinde alkış tutmakla yetinmezler; karanlıkta elini bulup sıkı sıkı tutarlar. Sana, “geçer” derler — çünkü bilirler, her şeyin geçeceğini ama senin o anki halinin gerçek olduğunu.
Dostluk, bazen bir fincan kahveye sığar, bazen bir sessizliğe. Her şeyin hızla tüketildiği bu çağda, dost kalabilmek neredeyse bir direniştir. Çünkü dostluk, zamana meydan okumaktır; çıkarın, menfaatin, unutuşun karşısında dimdik durmaktır.
Belki de dostluk dediğimiz şey, iki insanın birbirinde kendini bulma hâlidir. Aynı yaralardan geçmiş, benzer rüzgârlarda savrulmuş iki yürek... Birbirini yargılamadan, tam da olduğu gibi kabullenir. Ve o kabullenişin içinde huzur vardır.
Bugün, bir dostun sesini duymadıysan, ara. Bir fotoğrafa denk geldiysen, gülümse. Çünkü dostluk, hatırlamakla başlar — ve en çok, unutmadığında büyür.
Ve bazen, dostluklar da tıpkı mevsimler gibi değişir. Kimi dostluklar bahardır; kısa ama çiçek kokuludur. Kimi ise kışa benzer; soğuk görünür ama içinde en saf samimiyet gizlidir. Her dostluk, insana bir şey öğretir: kim olduğunu, neye inandığını, kiminle yan yana yürüyebildiğini.
Ve işte dostluk, bütün karmaşasının, sessizliğinin ve gülüşünün ardından, insanın kalbinde yumuşak bir ışık olarak kalır. Her bir hatırası, bir tebessüm, her sessizliği bir sıcaklık taşır. Belki her zaman yan yana olamazsınız, belki yıllar geçer ve yollar ayrı düşer… Ama bilirsin ki, gerçek dostluk hiçbir zaman kaybolmaz; sadece sessizce büyür, seni sen yapan anların içinde yaşar.
Kalemimden dökülen dostluklara selamla…
Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
EKİM 2025