Hayatın karmaşası içinde, çoğumuz ertelemeye sıkça başvururuz. Belki bir iş görüşmesi için hazırlık yapmayı, belki de bir kitap okumayı erteliyoruz. O an, hemen o işi yapmanın getireceği yükten kaçmak, daha sonra yapmanın verdiği rahatlıkla geçici bir mutluluk sağlıyor gibi görünebilir. Ancak, ertelemek aslında zamanımızın en büyük düşmanı olabilir.
Erteleme, bazen kaygıdan, bazen mükemmeliyetçilikten kaynaklanır. Kendimize oluşturduğumuz baskılar, planlar ve beklentiler, basit bir görevi devasa bir dağa dönüştürebilir. Oysa ki, küçük adımlarla başlayarak bu dağları aşmak mümkün. Her gün yapmadığımız şeylerin biriktiğini görmek, sonunda üzerimizde büyük bir yük oluşturabilir.
Kendimize karşı nazik olmalıyız. Ertelediğimiz her şeyin altında yatan duyguların farkında olmak, bizi bekleyen yüklerden kurtulmanın ilk adımıdır. Belki de en önemli çözüm, bu görevlerin üzerine gitmek yerine onlarla barışmaktır. Hedeflerimizi gözden geçirip, gerçekçi yaklaşımlar benimseyerek, kendimizi motive edici yollar bulmalıyız.
Sonuç olarak, ertelemek belki de bakış açımızda bir değişiklik yapmamız gerektiğini hatırlatıyor. Yapmamız gerekenleri ertelemek yerine, onlarla yüzleşmek ve ilerlemek, hayatın sunduğu her anı değerlendirmemize yardımcı olabilir. Zamanın kıymetini bilerek yaşamak, ertelemenin gölgesinde kaybolmamamızı sağlar..
Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
KASIM 2024