BENİM ŞİİRLERİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BENİM ŞİİRLERİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster



Al şu kalbimin yarısını al da koy kendininkine.
Sevmek istiyorum suç mu yasalara göre.
Hakim bey, yargısız infaz olur mu seven yüreğe.
Tek suç sevene de;
Giden hep suçsuz mudur sevildi diye…

Ben baharları görmek istiyorum artık ömrümde.
Çiçeklerin arasında koşmak
Koşarken düşmek
Ve çocukluğumda ki gibi kanasın istiyorum dizim
Düştüğüm yerde;
Yeter ki mutluluktan olsun ağlayışımın sebebi de…
Yeter ki baharla birlikte gelsin seven yüreğime…
Ben baharı bekliyorum gelecek diye seven…
Gelip de sevsin diye…

Mehpare ÖĞÜT
OCAK 2013









Gidecek yerim yok, sen yok, aşk yok…
Aşk, çok uzağındayım artık.
Kırılan kalbimin tamiri imkansız
Yer, gök isyandayım…
Sığınacak bir Rabbim var
Sevincimde üzüntümde O’nadır.
Zaman yok, halim yok, buradayım…
Ne var ki kaçacak hiçbir yerim yok…

Sebepsiz üşür mü çiçekler.
Güneş hiç doğar mı beklemeden baharı.
De ki doğdu.
Benim hiç güneşim olmadı.
Ben yağmurları bilirim bir tek.
Yağmurlarla birlikte söylerim şarkımı.
De ki ben yağmurum…
Şimdiden sonra gök gürlese ne fayda…

Umudum yok, umutsuzum…
Oysa ki ne çok hayalim vardı sayamadığım.
Rengarenk çiçekler içinde düşlerine daldığım.
De ki ben hayalinim...
Sanma ki kapıyı açarım.
Zamansız geleni alsam da katsam yanıma ne fayda…

Gidecek yerim yok, sen yok, ben buradayım…
Diyecek sözüm çok da susmaktayım.
Zaman yok, halim yok, buradayım.
Ne var ki kaçacak hiçbir yerim yok…
Ben buradayım…

Mehpare ÖĞÜT






Bir akşam üstü aramalısın beni uzaklardan, çok uzaklardan…
Hal hatır sormana gerek yok;  “benim” desen bile yeter.
Konuşmasak da olur sessizce sen orada ben buradayken
Nefes alışverişlerimiz duyulsa yeter
Sen aramalısın bir tek sen…

Bir gün seslenmelisin uzaklardan, çok uzaklardan bana…
Geliyorum diye haber yollamalısın bilmem kimlerden.
Ateşler basmalı, elim yüzüm al al olmalı
Sen geleceksin diye giyinmeliyim en güzel elbisemi
Sen geleceksin diye beklemeliyim tüm sabahları…

Bir gece gelmelisin uzaklardan, çok uzaklardan…
Hasret gidermeliyiz bilmem kaç sabah kaç gece.
Sen bana gelememekten ben seni beklemekten bahsetmeliyiz
Sen gözlerimden öpmeli ben göğsüne koymalıyım başımı
Saatlerce kalmalıyız mum ışığının renginde
Saatlerce sen ve ben birlikte…

Bir gün gelmelisin uzaklardan, çok uzaklardan…
Gelmen gerektiği için değil; sevdiğin, özlediğin için beni.
Bir gün gelmelisin ve bir daha da hiç gitmemecesine;
Bir ömrü bitirebilmek adına birlikte…
Gelmelisin bir gün,
Hiç gitmemecesine...

Mehpare ÖĞÜT 
OCAK 2013




Vaz mı geçmeli sevmekten yana
Yoksa dalıp da unutmalı mı her şeyi dünya telaşında….
Kaç kibrit yakar söyle,
Bende ki bu yüreği
Yetmez mi oysa gönülden sevene
Tek bir sevdanın ateşi…
Hangi gece hangi gündüzdür yoluma pusu kuran
Hepsi de benim değil mi
Umurumda mı sanıyorsun gönül hırsızı
Bende ki kıymetini…
Şu dört duvar arasında ışığı sızan güneşin
Yorgan gibi bedenimi saran gecenin
Hiç mi hatırı yoktur sonsuz evrenin
Sevmek için söylesene daha ne gerekir…

Mehpare ÖĞÜT
 Aralık 2012




Kuru ayaz akşamların uğultusunu duyarak yaşamak
Yatacak yeri olmayan sokakta ki adamın
Kıvrılışı bir köşeye…
Kanıma dokunuyor, dokunuyor işte.
Bir el dokunsa ısınacak belki de…

Gözlerimin önüne geliyor
Lokantanın camından seyreden çocukların
Kirli yüzlerinde ellerinde ki naylon poşette
Evlerine götürdükleri ekmeğin
Rengi bile solmuş soğuğun elinde…

Pazardan toplanmış ezik büzük sebzeler
Toplanmış işte bir kadının elinde
Bakamaz kimsenin yüzüne, yüzü hep yerde
Utanmak senin işin değil, senin işin değil kadın
Seni düşürenler utansın bu hale…

Geliyor yine kış,  geliyor adı kendinden önde
Soğuk vuracak birçok evin yüzüne
Beyaza büründü bürünecek tüm sokaklar
Soğuk vuracak yine
Yine bin yıllık hikaye…

Mehpare ÖĞÜT
KASIM 2012






Durdu zaman…
Yer gök isyanda.
Saatler küsmüş, akıllar şaşkın;
İnsanlar meydanlarda…

Bir tarihti kapatan gözlerini
Bir dev çınar yitip gitmişti.
Öksüz, yetim günler gelmişti
Şimdi Seni seven her  yürekte yalnızlık.

Ağrıyor sol tarafımız gittiğin günden beri
Sana ağlıyor yer, gök, tüm insanlık
Yazılan her satır, her dize senin adına
Seni arıyor tüm gözler binbir umutla…

Yedi düvele kafa tutan yiğit
Sen ölmez denilen koca Kemal
Sarı saçlı mavi gözlü dev…
Sana hasret şimdi tüm yürekler…
Neredesin söyle ?

Gidişinle hüzün kapladı her yanı
Bütün tabiat  sana ağladı
Dağ, taş dile geldi haykırdı
Sen ölmedin ATAM, ölemezsin…
Aylardan Kasım günlerden Sensizlik…
Sen hep bizimlesin…

Kasım 2012
Mehpare ÖĞÜT


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün ebedi istirahatgatına gidişinin üzerinden tam 74 yıl geçti. Geçen zamanla birlikte O’na olan özlemimiz ve ihtiyacımız her geçen gün daha çok hissedilmekte…
 “Benim naçiz vücudum elbet birgün toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü ile vatanını bizlere miras olarak bırakan koca bir yüreğin sahibi,  yüzyılın en büyük lideri Atamızı kaybetmenin en büyük hüznü ve üzüntüsü içerisinde O’nu saygı ve minnettarlıkla anıyor, önünde saygı ve sevgi ile eğiliyoruz….

SENSİZLİK ZOR OLSA DA, SEN RAHAT UYU ATAM ! 
ESERİNİN YILMAZ BEKÇİLERİYİZ…






Bazen umutlar biriktiriyor, bazen de hepsini birden yitiriyorum.
Bir gün neşe dolu, bir gün hüzünlü
Bazı günlerse hepten kırılgan yaşayıp gidiyorum…
Hayat deyip geçiyorum.
Hayat işte !
Kör topal idare edip gidiyoruz hayatımızı.
Bazen tökezliyor bazen de hepten düşüyoruz.
Bazı günlerse düşmekten korktuğumuz için yürümekten bile çekiniyoruz…
Hayat diyoruz devam ediyoruz
Hayat işte, yaşayıp gidiyoruz…

Mehpare ÖĞÜT
EKİM 2012








Bir zaman geliyor anlıyorsun
Ne kadar sevmek istersen o kadar yalnız kalacağını.
Düşlerin ne kadar büyükse günün birinde hüzünlerin seni bağlayacağını.
Çok istediğin şeylerin üstünü çizmen gerektiğini.
Anlıyorsun / anlayacaksın da ister istemez nasıl olsa;
Anlamak istemesen de anlatacak sana çıkıp birileri...

Bazen uzun uzadıya hayaller içinde yüzerken bulacaksın kendini
Bazen de yıkılan ümitlerin kucağında.
Her halde de öğreneceksin yaşamayı, öğrenmelisin de…
Hayatın sadece gidişi olan değil dönüşe de açık olan bir yoldan ibaret olduğunu.
Ve bazen çıktığın tüm yollardan dönüşün olacak gerisin geriye
İstesen de yalnız kalacaksın elbet günü geldiğinde…

Öğreneceksin ki sana senden başka kimse yar olmaz
Senden başka hiç kimse seni senin sevdiğin gibi sevemez
Gözlerin ne tarafa bakarsa baksın
Yollar ıssız da olsa
Zamanı geldiğinde yalnız yürümen gerektiğini öğreneceksin.
Yürüyeceksin / Yürümelisinde…

Ve en nihayetinde bittiğinde bu dünya ile işin
Şöyle bir dönüp bakacaksın ardında bıraktıklarına
Ve de hayıflanacaksın ne boş işlerle uğraştığına.
Belki bir sonraki sefere diye geçecek içinden düşüncelerin
Ama bileceksin ki bu son, başkası olmayacak…
Anlayacaksın ki hayat yaşadığın müddetçe senin
Geride bıraktıkların ise ,,,
Boşver…
Zaten hiçbir vakit olmamışlardı ki senin …


Mehpare ÖĞÜT 
 "Kendime Notlar" /  EYLÜL 2012



Yanlış yazılmış bir aşk şarkısıydık seninle.
Dünyalarımız ayrıydı, konuştuğumuz dil farklıydı.
Güneşi bile karşılamamız ayrı…
Şafak vakti çıktığım yollarda
Bakındığım her sokakta.
Ne izin vardı, ne kokun
Ihlamur kokulu tüm caddelerde.
Sana benzeyen ama sen olmayan yüzler,
Geçmesini beklediğim bilmem kaç sayılı otobüsler;
Hepsi yabancıydı bana,
Ve sen onlardan da uzaktın bana…


Mehpare ÖĞÜT




Hazan’ı döndürmekse niyetin;
Elini çabuk tut ki batmadan güneş gelesin.
Oyalanmayasın yollarda zaman kısa bilesin.
Veryansın etmeyesin, olur mu demeyesin.
Seviyorsan sevildiğini bilesin.
Yüreğinin yanında bir yüreğin yeri var üzmeyesin…

Mehpare ÖĞÜT



Sen de bekliyorsun !...
Bir dost, bir arkadaş, bir nefes; herkes gibi.
Belki de bir gün çıkacak karşına
Kimbilir, belki de şu anda
O da seni aramakla meşguldür...
Eee ne diyelim, gelsin o zaman da 
Değsin onsuz geçirilen bunca zamana...
*
Ama en güzeli de ne biliyor musun !
Gelecekse özlenen güzeldir beklemesi...
Haydi o zaman...
Beklemeye devam...


Mehpare ÖĞÜT
EYLÜL 2012


Unuttuğumuz ne çok şey var şu hayatta !
Mesela radyo dinlemek gibi...
Yurttan haberler almak için geçip de karşısına
Duymak, içinden gelecek sesi...

Unuttuk efendim unuttuk
Yolda yürürken karşıdakine selam vermeyi
Hele ki bir bayansa gelen, kenara çekilip yol vermeyi
Eşe, dosta, uçan kuşa günaydın demeyi
Mahalle bakkalından alınan bir şişe süte 
Yarım ekmek arası helvayı katık etmeyi...

Komşunun kızı doğum yapmış koş yetiştirelim hastaneye
Fatma'nın oğlu askere gidiyormuş yapalım yolluk da koyalım heybesine
Emine teyze dönüyormuş köyünden gidelim ziyaretine
Unuttuk efendim unuttuk, unuttuk işte...

Mehpare ÖĞÜT
EYLÜL 2012


Söylenmemiş sözler vardı
Ve biriktirilmiş yalnızlıklar
Saklanmıştı hepsi de çıkmayı bekliyordu gün yüzüne…
Paslı hatıralar arasından sıyrılan resimler
Göz yaşlarıyla yıkanıyordu tüm cümleler
Kalk git diyordu bir ses; kalk, git ve silkelen
Duyumsama, düşünme sakın geride bıraktıklarını
Boş ver canı cehenneme seninle olmayanın
Yalvarmak yoktu senin kitabında, dönmekte…
Olmayacaktı da zaten hiçbir zaman
Adını bile unutmuşken sevdaların
Takılıp gitmek var mıydı peşine yalandan sözlerin…
İyiydi böyle her şey, güzeldi de
Ne dert, ne de tasa…
Yalnızlıkla yıkamalıydı aslına bakarsan her şeyi
Ve uzak durmalıydı;
Sindirilmesi zor olacak her şeyden yana.
Öğretmeliydi belki de sil baştan, yeniden
Bir kurt gibi kemiren aşkların sahteliğini yüreğe…

Oysa ki aşk’tan yana güzeldi iyiydi her şey severken
Ve varoluşun bir diğer adıydı sevilmek sevmekten yana…

Sevilmek kaybolmaktı sevenin içinde…
Ya da tam tersi unutmaktı kendini sevdiğinde…

Ve gün geliyor öğretiyordu zaman aşkların da bitebileceği gerçeğini…
Ve başlıyordun işte o zaman yalnızlığını sevmeye…


Mehpare ÖĞÜT “Kırık Aşk’lardan Yana”
Eylül 2012







Yalnızlık…
En eski, en vefalı arkadaşımdır benim.
Herkes bir yana o hiç terk etmedi ki…
Sığınacak bir liman gibi
Ağladığımda yaslandığım bir omuz kadar
Ve ne zaman ki alıp başımı gitme sevdasına düştüysem
Bana eşlik eden en eski dostum benim…
Adı yalnızlık…
Bir başınalık…
Ne istersen de,
Çayıma kattığım şeker kadar
Gözümü kamaştıran güneş gibi
Söylenmemiş her sözün ardında
Adı bilinen ama söylenemeyen
Tüm hasretlik türkülerime eşlik eden…
Bir kelime değil sadece.
Bir duygudan çok daha fazlası
Beni benden çok daha iyi bilen
Adı yalnızlık…
Bir başınalık…
Ne istersen de,
Doğmamış çocuğum
Kaderime düşen yazgım
Emek vermeden edindiğim
Beni benden çok daha iyi bilen
En eski dostumdur benim…
Herkes bir yana o hiç terk etmedi ki…


Mehpare ÖĞÜT
 2012

Ey gönül! 
Halinden anlamaz seven…
Anlasaydı eğer gider miydi sevilen.
Dünya değil ki ab-ı hayat
Aşk ki katre-i matem
Vaktidir şimdi gitmenin diyorsan bu alemden
Sevmeler çalmadan kapımızı ey gönül,
Gitmek için henüz çok erken !...

Vuruyorsa ayrılığın demi yüreğimize
Acıtıyorsa gönlümüzü her kimse
Beddua edemem dilim dönse bile.
Sen sen ol ki sevmediğin bir yüreğe,
Misafir olarak girme ey gönül !...

Yolumuz birdir sevenle birlikte.
Dilimiz tektir gönlümüze girenle.
Aranmaz ki bahar çorak iklimlerde.
Çalınmışsa kapın sevgiye eşlik edenlerce…
Geri çevirmek olmaz ey gönül,
Buyur edip de al onu içeriye !...

Hayata tutunuyoruz düşünmeden yarını..
Bazen severken de yaşıyoruz ayrılığı.
Düşe kalka alarak tüm yaraları
İlle de sevmek diyor gönlümüz…
Sevmeyeni bile seviyorken,
Sevenle sevmeyen hiç bir olur mu !


Sevmeyenin yüreğine habersiz girme gönül !!
Seni seveni sevmeyi seç ey gönül !!!


Mehpare ÖĞÜT
2012


Katre-i matem : Matem damlası
Ab-ı hayat : Ebedi hayata sebep olan hayat suyu




Gün gelir de adını koyarım elbette bu yalnızlığın…
Şimdi sessiz dalgalar halinde vuruyor kıyıya özlemin.
Harf harf ezberlediğim bir isme aşık’sam ve,
Sevdiğim kadar sevilmiyorsam ne çıkar !
Ya hiç sevemeseydim bir yüreği…
Güneş kimbilir kaç kez batacaktı henüz doğmadan…
Sevdim,
İyi ki de sevdim…
Ya sevmeseydim seni…

Mehpare ÖĞÜT
  2012



Yüreğimi seviyorum !
Neden mi ?

Belki de hep terk edilen olduğu halde sevmeyi seçtiği…
Yürekte filizlenen her sevda tomurcuğunu aşk bildiği için.
Seviyorum yüreğimi
Herkes alıp başını giderken
Belki de tüm mevsimlere kafa tuttuğu
Özlenen baharlara söylenen her şarkıda eşlik ettiği için
Ve ne zaman ki ihtiyaç duyduğunda bir güce
Rabbinin sevgisini yüreğinde hissettiği için…
Varsın olmasın kimseler yanımda
Ben her baharda bilirim yalnız kalmasını da
Çeyrek asır devirmişken bu yürek
Penceremin önüne konan kuşlarla
Keyiflenirim.
Güneş ısıtsa da iliklerime kadar
Yüreğim üşüyecek belki de sonsuza dek…
Varsın olsun ne çıkar
Ne çıkar seviyorum diyemiyorsam birine.
Güller mi küsecek yoksa güneş mi batacak dünyada.
Boş ver…
Boş ver işte.. Bunlar zor işler.
Hem el kapısında avunmak değil ki isteğim
Yüreğimi emanet etmek asıl niyetim.
Hani fırtına olur, şimşekler çakar da
Hani ben korkarım, yalnız kalamam ya
İşte bunun içindir tüm bekleyişlerim.
Yalnızlığımı alıp da götürecek biri için
Bir de sevdiğime değecek biri içindir bekleyişim…

Seviyorum yüreğimi !
Sevmeyi bilip sevilmeyi seçtiği için…
Ne zaman ki unuturum bir gün sevmeyi.
İşte o zaman
Vazgeçerim ben de sevmekten yüreğimi.
Vazgeçerim her şeyden geçtiğim gibi..
Yüreğimden de geçerim bilinsin ki
Kimlerden geçmedim ki…

Mehpare ÖĞÜT
2012

"Her giden yokluğunu bırakıyor geride...Yokluk ile var olmak arasında kalıyor seven her nedense.
Ya seven suçlu, ya da sevilen..."



Kapısı yok ki yüreğin…
“Sevmeyeceğim” de istersen neye yarar
Gözler sussa da dilin ele verir ki seni.
Anlamaz, iflah olmaz bir kalbin de sahibiysen eğer;
Eyvah ki eyvah
Demektir ki kendi ellerinle çekeceksin ipini…
Ve hazırsan yola çıkmaya
Ben her şeye katlanabilirim diyorsan
Mutluluğunun arasına karışsa da acının rengi
Gülüşlerinin arasına sızsa da gözyaşları
Ve ben her şeye varım diyorsan hala…
O zaman sevmek için çıkabilirsin yola…

Mehpare ÖĞÜT
2012


Özledim mi seni !
Söylemem…
İnanmayacaksın ki nasıl olsa.
Sen merak edip duracaksın sadece bense kendime saklayacağım
Ve hiçbir zaman bilemeyeceksin seni ne kadar özlediğimi…
Belki arada bir elin telefona gidecek
Aramak isteyecek ama cesaret edemeyeceksin
Her defasında yenik düşüp
Sığınacaksın belki de elinde ki kadehe.
Ve ben
Her gittiğin yerde takip edeceğim seni…
Bir bakışta, bir gülüşte…
Ve sen
Hiçbir zaman mutlu olamayacaksın bensizken…

Ve Ben…

Yokluğunda ne mi yaptım!
Hiç !!!
Yalnızlığımla dertleştim
Senden bahsettik
Benim hayallerimden
Senin kaçışından
Benim bekleyişimden
Senin sözlerinden
Benim tükenişimden
Gidişinden ve bir daha da dönmeyişinden…

Ya Sen…

Sen ne yaptın yokluğumda !
Hiç !!!
Üzülmedin bile eminim
Ve hatta adımı bile anmak istemedin
Senin hayallerinde yer yoktu ne de olsa bana
Bu yüzden kaçmak ne de yakıştı sana…
Ve bekleyişlere terk edip beni
Unutup verdiğin sözleri de
Kendi ellerinle çektin ipimi
Gittin ve bir daha da dönmedin geri…

Şimdi …

Ayrı yolların yolcusuyuz seninle
Sanki üzerinden koca bir asır geçmiş gibisine
Ne sen tanırsın görsen ne de ben seni
İki ayrı iklim iki ayrı kavimden gibi…
Savrulduk ikimiz de ayrı ayrı yerlere
Ne aşk, ne mutluluk,
Umurumda değil artık hiçbirisi de…
Yitirdim yaşama dair tüm topladıklarımı
Vazgeçtim sevmekten de
Senden sonrası ölüm bile güzeldir / yaşamaktan öte…

Mehpare ÖĞÜT
2012



İsterdim ki bir gece yarısı çalsın telefonum da;
Açtığımda,
Konuşmasın isterse…
Gözlerim dalıp dalıp dursa da uzaklara;
Beklesem de,
Kimse gelmese…
Ne vakit dalsam hülyalara da ;
Uyandırsa bir el de,
Gerçekleşmese…
Yeter ki hep bir ümit olsun da yüreğimde…
Ümidime kimse göz dikmese…

Mehpare ÖĞÜT
 2012